Hayat denen o sarp kayalıklara
Daha henüz kondurulmamış
Bir kaç deniz fenerim daha var
Söndürülmemiş yaşam arzularım
Zirvesine ulaşamadığım dağlarım var
Gönlümde kabaran bir çok pişmanlıklarım
Kapısı sürgülenmiş köhne bir evdi mazi
Çaldık kapısını ama açan olmadı
Umut ışığı bekleyen cümlemizi
Oynayan perdesi meraklandırıyordu
Sahilden yeni mi geldin?
Deniz kokuyorsun
Ellerin üşümüş titriyorsun
Boş boş uzaklara dalıyorsun
Allah aşkına birini mi bekliyorsun
Denizler kararsın
Hangi gönülün gamının esiriyim ki?
O gönül gamının benden haberi olsun
Belkide sitemkar gamzedeler haklıdır
Burdayız diyemedik ki kaderde bizi görsün
Ah şu aynalar fiziki güzellik yanında
Ham duygulara gizlenmiş kibri de yansıtsalar
Görüntüye takılanlar hakikatin hikmetini hiç anlamadılar
Oysa suret her hal ve şartta ruhtan üstün değildir
Koşan bir atın derin soluğudur
Yüreğimde yaşadığım şu yoğun heyecan
Her nefeste yer gök buğulanıyor
Ama kimse duygu derinliğine inmek istemiyor
Geçmeyen bir şey kalmadı içimde,
Her şey geldi, geçti hayatımdan.
Bir tek adın asılı kaldı gök kubbede,
Sevgiye giden yol en uzun yoldur,
Hangi sevdalı nehir aşkından
Kıvrım kıvrım kıvrılmadı ki
Vurur dertli nehir kendini kayalara
Döndükçe başın döner bakamazsın göklere
Savrulursun vadide oradan oraya
Bu gün dünden çok uzakta
Yarına çok yakınım demeyi çok isterdim
Ancak bir tutam sevgi adına söylenen yalanlar
Nihai mutluluğumuzu engelledi
Son geceki sessizliğin zehir gibiydi.
Aşk, her türlü zorlukları beraber aşan
korkusuz yüreklerin emsalsiz düşüdür.
Ben şimdi köhne bir anılar değirmenindeyim.
Her yanım tuhaf bir beyaz toz içinde;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!