Ben artık gidiyorum
Bu yolda akıp gidiyor
Her şey benden uzaklaşıyor
Dikiz aynasından gördüğüm
Yüzün de hızla siliniyor
Sadece aynanın kenarına iliştirdiğim
Huzurlu bir baharda, tanıdım seni.
Bir yalnız mevsimdi talihsiz ömrüm,
Onunda vakti çoktan geldi geçti
Gözlerine gecenin gölgeleri düşmüş gibiydi
Sanki kararması biraz da ağlamaktandı
Emsalsiz asude bir zaman dilimi geçti
Karışıyor birçok şey bende
Mayısı yaşıyorum nisanda
Günlerim geçiyor hüzzam tadında
Tatlanmadı gecikmiş mayhoş duygularım
İklimler karıştı rüzgarlarım yoğunlaştı
Şimdilerde bir açık bir bulutlu başım
Habersizce çekip gittin ama
Gölgelerin kaldı buralarda
Her adım atışta her mahsun bakışta
Bir damla gözyaşı bıraktın ardında
Bu gönül mü istedi sanırsın
Yüreğime gömdüğüm hatıraları
Ben bir garip bu hayatta biçare
Hadi kalk yerinden ayaklan
Geç boy aynasının karşısına
Giy o yeni yaptırdığın enterileri
Kırklar Meclisinde ateşten köz aldım
Körükledi ateşin canını sert esen rüzgar
Yangın yerine döndü yaralı yüreğim
Şimdiye kadar hiç kimseyi sevemedim
O giden neden gittiğini
Geride kalan garip ise
Özlemin neler yapabildiğini
Her zeminde çok iyi bilir
Onun için sevdanın yükünü
Geride kalıp özlemle kavrulan
Ne zaman sana varsam, yıkılır içimdeki gölgeler,
Sen, içimdeki karanlığa dokunan o ince ışığın
Kendini kolay belli etmeyen mucizesisin.
Rüzgârın gül bahçesinden taşıdığı bir koku
Özendiğin şeye bak
Dibi yosun tutmuş denizlere
Hiç boşuna dönüp bakma
Bir de okyanusların kirlerine talip
Dip balıklarına hele hiç heveslenme
Başını kaldır karlı dağlar bak
Bana alışma demiştim sana
Benim sağım solum hiç belli olmaz
Şimdi burdayım ama yarın ne olurum
bilinmez
Bugün havam yerinde bakarsın birden değişirim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!