Biz yandık dedikçe ateşimize odun atanlar
Birde ne kadar yandığımızı merak ettiler
Dönüp utanmadan kontrol ettiler
Külümüzü terazide tartmak istediler
Açtılar kapısını yaktılar cehennem ateşini
Yok ettirler canım memleketi
Yandırdılar ülkenin ciğerlerini
Mahvettiler bu dünyanın cennetini
İçinden mi kaynıyor bu inanılmaz yangın
Yoksa gözlerindeki kordan mı fışkırdı alevler
Sen baktıkça yandı yürekler körpe laleler
Kavruldu gönüller yere düştü pervaneler
Sen istedin bu gönül sayfası dara düştü
Ay secde etti bu gece nur yüzüne
Anladım ki yaşanan bu hayat çok zor imiş
Beslenen cezbeli muratlar sahipsizmiş
Şimdi sade duru gençliğim geldi aklıma
Belki o zaman hiçbir şeyim yoktu
Ama olacak diye umudum vardı
Sevda eylül gibidir
İstemeden kırar insanları
Yakar yapraklarını dallarını
Bir bilsen eylülün günahlarını
O zaman belki anlarsın
Sen yanlıştın bunuda biliyordum
Ama her şeyi göğüslemiştim
Şunu da açıkça itiraf etmeliyim
Hiçbir yanlışı bu kadar çok sevmemiştim
Bırakıp gittin her şeyi bir çırpıda
Her seferinde döneceğim dedin
Bu gün oldu dönmedin öksüz kaldım
Umutlandırma geleceksen gel artık
Şiirlerde arıyorum seni yarım kaldım
Ne günlere kaldık bu dünyada
Ağaçlar kıyılıyor gündüz gözüyle
Papaptyalar yanıyor dağlarda
Sabah sabah güller ağlıyor
Dertli bülbülün feryadıyla
gelinciklerin çığlığı sarmış her yanı
Hazan olur yaprak düşer dalından
Dal haykırır yaprak ağlar
Birde bu zulüm her yıl tekrarlanır
Mevsimler için yaşananların
Yazık ki hiçbir kıymeti olmaz
Dal için geçen onca ömürde
Ben yaprak döküyorum
Sarardım soldum diyorum
Sen eylül bu normal diyorsun
İlgisizlik sevenin yok oluşu
Yüreğimin ordan oraya savruluşu
Belkide bundandır ne dersin?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!