Kırılıyoruz da sanki ne oluyor?
Hiçbir şey olmamış gibi yaşıyoruz
Sadakati düşünen bir allahın kulu mu var?
Sessiz yığınlara bakıp hayıflanıyoruz
Yeterince geç kaldım ben aşka
Bir türlü sevdiğimi anlatamadım
Elin oğlu kalkmış şiirini yazmış
Neden ben hiç akıl edemedim
Kırmızı gülün çiğleri
Düşünce dolgun dudaklara
Sevdalı yürekler kabarırdı
Yılgın gurbet akşamlarında
Yağmur damlaları can suyu
Keşke her güzel şey duayla başlasa
Acılar ayrılıklar hiç olmasa
Gidilen yolun sonunda hep bir umut olsa
Hayatımıza hicran hiç karışmasa
Zaman her şeyi halleder derler
Yüreği geniş olmak iyi de
Bu yaralarla ben ne olacağım?
Ben affetmeden olmaz
Ayak taşa değdi diye
Bazıları bıraktı sanki hissetmeyi
Benimsediler ceset torbalarında ölü görmeyi
Bu gibi durumlarda duyarsız kalmak
Saymaktan daha kolay gelir
Hissizlik ağlama evinde öğrendi
Boy boy kefensiz ölü gömmeyi
Tek başına vazgeçemezsin
Mecbur bırakırlar seni
İstemeden bu yola girersin
Sonra bir garip yorgunluk olur
Hiç bir anlam veremezsin
Ona da küsenin bahanesi
Adı konmamış bir şey var aramızda
Senin de gönlün var sanki bu işte
Hiç saklama boşuna
Gülüşünden belli oluyor işte
Benim ise yanan yüreğimden
Derinden iç çekişlerimden
Bir bezgin barbut gecesinin ardından gelen
Günün şafağında yağan yağmur olsun
Bir yel essin tabiat şenlensin
Heyecanlanıp dalından kopan yaprak olsun
Olur mu? Rüya gibi bir gecede çekip gitmek
Benimde sevdiklerim özlediklerim gelecek
Çoğunlukla tatlı bir rüzgar esintisi gibidir yaşamak
Ne vardı sanki önümden sessizce geçip gidecek
Nasıl geldin geçtin ey hayat
Bir yel gibiydin hiç farkedemedim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!