Cevat Çeştepe Şiirleri - Şair Cevat Çeştepe

Cevat Çeştepe

29 Mayıs 2004


yürürken ya da yaşarken.
bir kapıyı açar veya kaparken,
hani merak eder ya insan

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

bozacı geçmeyecek bu akşam sokaktan,
kış için henüz çok erken saattir.
gerek yok kapıların altına,
kum torbası koymaya.
al ellerini çocukların,avucuna.
sür yanağına.

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

bilemiyorum neresinden okunmalı bu masal
yada kime esaslı bir alkış tutulmalı farz-ı misal

bir gün, bir küçük yavru kuş,
masalın ön kapağında yazılanlar gereği
kartal yuvasında bir kafese kapatılmış.

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

İki kekeme konuşuyorlarmış.
Biri:
- Eee...na...na... nasıl... nasıl...sın... ba... bakalım, diyormuş.
Öteki de:
- İyi...iyi... iyiyim... sen... sen... na...na... nasılsın... ba...ba... bakalım, diyormuş.
Derken adamın biri, kekemelerden birine yolu sormuş. Kekeme, hiç kekelemeden:

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

geldiğimi deniz kuşları haber verecek sana.
bardaktan boşanır gibi, çığlık çığlığa.
sis dalgalarından renk almış pejmürde bir gemi,
bırakırken bezgin kontrolsüzlüklerle
karanlık derinlere, pas tutmuş zincirini
ve ay ışığı gebe kalırken pul renkli yakamozlara

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

Annem o son sonbaharın telaşlı yağmurlara ev sahipliği yaptığı sabahının çok erken saatinde ablamı giydirip - kuşattı, tuttu elinden bindi Şirket-i Hayriye’nin baca numarasını şimdi hatırlayamadığım yandan çarklısına kayboldu Sirkeci yönünde.

Annemin; babamın nöbette oluşundan yararlanan daha kararlı, özgür ve cesur kıldığı ses tonunun yüksek perdesinden anladım ki, ablamı babamın nöbette olmasından istifade ile kaydettirmek için Tomas Fasulyeciyan’ın tiyatro kumpanyasına götürecek yarın sabah.

Nasıl olsa en azından iki gün daha gözükmez babam ortalarda. Hesaba göre nöbetin bir günü, buna ilaveten nöbet uzadı adı altında Pangaltı’da madam Despina’nın evindeki kaçamağın da bir günü var ki. Rahatlıkla tüm kayıt işlemlerini tamamlar, Fasulyeciyan’ın programına uygun düşerse ablamın ilk provasını bile izler. Sonra da vakit rahatlığı içinde Şehzadebaşı’ndan Süleymaniye’ye, oradan Mercan’a düşüp Namlı pastırmacıdan yüzelli-ikiyüz gram pastırma alır, mısır çarşısında dolaşırlar; evimizde eksikliği bilinen ne kadar ot, çiçek ve sair nebatat varsa ondan şu kadar bundan bu kadar toplar. Ve Sirkeci’ye vapurun ezberlenmiş hareket saatinin on – on beş dakika öncesinde vasıl olunur. Eğer birde cesaretini toplayabilirse çantasının o gizli cebinde özenle sakladığı hanımeli cıgarasının narin ve incecik bedeninden masmavi bir akşam dumanı savurur, ablam sade gazozunun içindeki sakız leblebilerini sayarken.

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

seninle olmamak gibi her yerde,
son kadehimi senden gizli içiyorum.
görmüyorsun bile gözlerine baktığımı
tuttuğumu anlamıyorsun ellerinden.
şimdi çıkıp gideceğim bu kapıdan
önden senin çıkmanı bekleyeceğim.

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

bu sıcak pamuk mevsimi midir çukurova'da.
üzümleri sarıya dönen bağmıdır adalar'da.
bu sıcak; hasat mevsimi, bağbozumu mudur.

alnımdan süzülüp toprağa düşen
bu talihsiz ve yorgun çizgiler,

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

güneş bulutların içinde bir yerlerde
kuşlar sokmuşlar başlarını kanatlarının arasına.
siz hiç sığındığı bir pencerenin pervazında
anasını beklerken gördünüz mü bir yavru kuşu.
şimdi mevsim görmek istediklerinizin
izbelere saklanma mevsimidir.…

Devamını Oku
Cevat Çeştepe

otuzüç devirde ağır ve geniş dönüyorum
eteklerim pervane
şehrin en kenar sokaklarında bir meyhane.
tambur elimde, kanun dizimde
hicazkar geçiyorum.
hey barba,

Devamını Oku