KUTLAMAKTAN KORKANLARA., KUTLAMAKTAN KAÇANLARA., KUTLAMAMAK İÇİN BİN-BİR BAHANE YARATANLARA., KAFASI AMPULLÜ KARANLIKPERVERLERE İNAT….,
AYDINLIK TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ CUMHURİYET ÇOCUKLARINA KUTLU OLSUN
“23 NİSAN ULUSAL EEGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI”…
Kutlu olsun diyor ve kutluyorum ama..,
sen gene de ör saçlarını iki yandan
uçlarına kurdele bağla, rengini senin seçtiğin.
gözlerinin kenarlarında çapaklar olsun
içlerine rüyalarını gizlediğin.
sen gene de ör saçlarını, dökülmesin gözlerinin önüne …
asma suratını öyle galata kulesi gibi
şimdi en köpüklüsünden
ve buz gibi olanından
biraları çektik mi .
garsonnnnn ! …..
bir sürü mavi getir bize
can sıkıntısı İstanbul, başka bir şey değil
gene en çok seni sevdiğimden
kötü niyetten değil.
ama bir soğuk sur dibinden
daha sıcak
Balık hafızamız pek izin vermeyeceğinden daha önceki yılları bir kenara
bırakalım da sadece şu geride kalan 2016 yılında..,
-Asker-polis-sivil yurttaşlarımızdan gelen şehit haberleriyle., sınırlarımızın içinden ya da ötesinden yüreklerimize ateş düşmeyen bir tek gün var mı onu hatırlamaya çalışalım…
-İş’li ya da işsiz ama bir şekildeki sabit geliri olanlar için (ücretler-maaşlar hariç) iğneden ipliğe gelen zamlarla halk çoğunluğunun ekonomik anlamda nefes almasını sağlayacak haberlerle karşılaştığımız bir tek gün var mı?
-Irk ve din referansıyla yüzümüze takmaya çalıştığımız dürüstlük- fazilet-ahlak maskesinin., çocuklara yönelik istismar-kadına yönelik şiddet ve benzerleri ile yüzümüze taktığımız an yere düşmediği bir gün var mı aklınıza gelen…
-Ve bütün bunları yaşatanların., kabahatlerinin üstünü örtmeye çalışır gibi ve iktidarlarını sürdürebilmek amacı ile düzenledikleri gösterişli açılış törenlerinde atacakları “hamaset” nutukları için ağızlarını açmadıkları ve buna karşı açılan muhalif ve aykırı ağızları kapatmaya çalışmadıkları bir tek gün var mı…?
elimi uzatsam
tutacağım kadar yakınsınız değil mi
deli dalgalarım
ya siz,
üzerine kaleler yapacak çocukları bekleyen
güneş daha uyanmamış uykudan, hava çok ağır.
yaz hiç yaşanmamış, kış için erken
bir yudum ekmek ve bir gül için yollara düşerken
karavana sırası değil mi bu, adımın karşısına imza.
yarısı uyku, yarısı korku gözlerimin
güzel bir çiçeği en şık buketle sunar gibiydi
gülüşün bahar akşamlarının serinliğinde.
kuşlar göz kırpardı çapkınca
kanatlarının arasından
güneş hiç batmazdı.
hanginizin sahili yoktu
ya da denizden gelen iyot kokunuz
bir bahar sabahını elinizden kaçırıp
güneşi vakitsiz batıracak kadar
suç üstü ve körkütük sarhoş muydunuz.
hain bir darağacıdır,
sevgiyi ve güneşi sallandırır yağlı kaytanında
abdestsiz cellatlarıyla.
ferman ölüm rengidir,
kefen boyundan ne bir adım yukarı, ne bir adım sola




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...