yağmur bastıracak birden, ıslanacaksın.
korkum bu yüzden, inan bu yüzden
keşke kanatlarım kaplasa bütün bir şehri de
bir papatya çıkmazsa diye düşünmesem
saklandığı köşeden,
gelip takılmazsa saçlarına,
kızkulesi kalmış dalgalar ortasında
ay saklamış içine sanki
pencerelerinden ışık sızıyor,
gece karanlığında.
canım şimdi bir sandal olmak istiyor.
hangi efsaneden çaldın bu sevdayı
hangisine sakladın adını.
ben Ferhat değilim ki
elimde balyoz delemezdim dağları.
bırakırdım bildiği yolda aksın, akan suları.
iki adım daha dayanabilsem
ellerimin kanamasına.
aldırmasam,
dizlerimin paramparça olmasına.
aşarım önüme bir çatal kabus gibi
çıkıp duran tepeleri.
ben biraz aristokratım, ama daha fazlası romantik
haber ver bana güneşin batışını nereden görürsen
ister bir sabah vakti, kuşetli vagonun penceresinden
sessiz bir yolcu ve terkedilmiş gibi.
ben biraz romantiğim ama daha çok aklı karışık bir aşık
Gürültü bir savaş sancağı gibi önden gidiyorsa,
Ardından gelen yaya sınıfında,
Fabrikaların işe başlama düdükleri,
Kışlaların kalk boruları vardır.
Kadınlar kocalarını uğurlar,
Öperek yanaklarından.
ağladığım; ay ışığından değil,
bıçak yalımı...,
yüreğimi tam ortasından
ikiye bölen.
bitmiş bir lale devri akşamındayım.
“bu sinemanın;
saçları briyantinli “birinci oyunculara” ihtiyacı var.”
sokaklar çapulcu, kaldırımlar işkembe kokulu
bir günaydının, bin küfür gibi
en ağır mahkumiyet oluyor sonucu.
taş ve toprak neylesin
adımın başına kıraç yazılmış benim.
yağmur olsa, su bulamaz yolunu
ki yeşersin bir tek dalım.
yüzümdeki izler kadar derin
ve çaresiz bakışlarım kadar uzaktır
merdiven başlarının sessiz çığlıkları
bakımsız çiçeklerden yükselir.
ışıklar sönünce korkularından kapanır
zil sesi duyunca umutlarından açılır
yaprak ve kuru dal şeklindeki gözleri.




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...