“dağlardan gelen kokundu
ve sevdalı bakışların
ama benim beklediğim sendin
sen, başka bir şey değildin
sen yoktun, belki hiç olmamıştın.”
neresinden bakarsan bak,
bu deniz uçsuz bucaksız bir yolculuktur.
dalgalar isimsiz sarhoşluklar,
suçları hep rakıdan bulunur.
bir kayıp ilanıdır yani,
iskeleden bakıp ta ardından el sallanan.
“son kırıntıları topluyorlar yerden
birkaç tane az önce tarihli dakika
ve birkaç damla gözyaşı
ürkek bakışları ile
umuttan önce korku taşır yüreklerine
istasyon kuşları.”
aldırma, yaşıyoruz işte.
bak gene alnıma düştü bir yağmur damlası.
gölgem de hiç bırakmıyor peşimi.
bir arkamda kalıyor, bir geçiyor önüme,
yaramaz çocukluğum gibi.
yaşamasına yaşıyoruz işte.
bu bir geç anlaşılma
ya da hiç anlaşılamamanın öyküsüdür.
bir anafor sarmalında
dilinin dönmemesi,
yüreğinin yetmemesi,
sebebidir.
ya bu şehirden,
belki bir sevgiliden
bitmek tükenmek bilmeyen
ayrılıklar taşıyordu.
yorgundu tren,
penceresinden
şimdi yokum burada yüreğim ayaza kaldı
aldım başımı, vurdum kendimi
yanımda can sıkıntısı.
-bir sokak kedisi
yollar ıslaktı, hem de ne ıslaktı
seni düşündüm gene dün gece,
bulutlar üzerime akarken.
bir yağmur altında yıkanır gibiydi gözlerim.
tüm tutmayan hesaplarımı
silmek geçti içimden
korktum, cesaret edemedim.
bir tanrıça kadar güzel ve nazlı
ve azize kadar yürekten yapılıydı
yüreğinde öyle kucağı dolu aşk taşıyordu ki
yeryüzünde tüm sevgi açlarını doyuracak gibiydi.
ama afişlerin en üstünde yazan onun ismi değildi.
sadece her soyulan bahçe içi köşkün azmettiricisiydi.
hepiniz;
çok uzak gezegenlersiniz.
hiçbirinizin bilmem adını.
aklıma bile getirmem
ne yer,ne içersiniz.




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...