hangi kılıç en keskin ağlatacaksa çocukluğumu
o tarafından kes,
çocukluk sokaklarımın bütün ağaçlarını.
paramız yetmemiş olsun,
her zamanki gibi.
hep gelişler ol, gidişleri sevmiyorum.
ocakta sönmemişliğin dumanı tüter
ellerin kulaç atacak adımları bulamaz,
okyanuslar yalnız kalır, gözyaşı olur.
o gizli pencerededir gözlerin.
hırçın ve kendinden kopuk duygular gibi,
anlamadığın ve tanımadığın her şey
ne varsa umuttan yana saklıdır sanki arkasında,
bir gece aniden açılıverecek perdenin.
bunun için o gizli pencerededir gözlerin.
çatı kenarlarından başlıyorum çizmeye
ya da uzaktaki dağların doruklarından
belki orman ağaçlarının en üst dalından
en yükseklerden başlıyorum çizmeye.
zümrüt yeşili çağlayan hayallerimi.
çocuklar gülerek bakıyor pencerelerden.
parmağınla işaret ettiğin yerde kapının eşiğinde olmalıyım
çoktan akşamı beklemeli ocakta saklı ateşimizin sıcaklığı
yanımıza almadan gün boyu ve el ele hiçbir yalnızlığı
parmağınla işaret ettiğin yerde bir deniz atı görmeliyim.
deniz; mavili, lacivertli, yosun yeşili bir turkuvaz gibi olmalı
“yıldırımları kıraç topraklara değil
bereketli ormanların içine düşmeli
bütün şiirleri yanmalı şairlerin ”
şair dediğin böyle ölmeli.
önce kalemini batırmalı
yarın;
hiç başınız ağrımasın
uykusuzluktan.
saate hiç aldırmayın,
kaç olursa olsun...
güler yüzle kalkın yataklarınızdan.
bahar dallarında çiçekler her bahar kendilerine açar.
ve erken olmayı yaşarlarken geç kalmayı anlatırlar.
sancılı hüzün gibi günler düşer takvim yapraklarından
neler yazıp, neler anlatacağını şaşırır parmaklar.
anlatsam şimdi anlamazsınız.
her gece uzaklarda çekmek bir örtüyü üstüne
içinde bin rüya ve tarifsiz hayal desenli
her gece uzaklarda dikmek gözlerini
gökyüzü kadar yakın gökyüzündeki resmine
yapayalnız.
bütün kumarlara atılan zar olmak geçiyor içimden,
başlayan her kavgada yenilen ilk yumruk olmak.
hücrelerin en demirbaş mahkumluğuna hükümlü
en yürek dağlayan türkülerde acılı soluklar olmak.
bütün tarlalarda diz boyu ekin olmak geçiyor içimden,




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...