yasa dışı her ses korkulu rüyasıdır
zümrüt koleksiyonumun
düşleri bozulup rengini kaçırır
ışıklarımın.
serseri yataklı bir koğuştayım aylardır
her zaman melek değilmişim yani
haydi söyle istersen;
sende en çok benim gibi
renklerden mavi yi mi seversin
yanında üstüne deniz bindirilmiş biraz lacivert
olsun ister misin.
geç otur karşısına gel keyfim gel yak bir sigara
“pervazında kırmızı çiçekler sıralı
penceresinde yeşil perde
belki arkasında bir orman saklı.”
işte bu pencerenin arkasından
günaydın diyeceksiniz sevdiğinize
şehir; yak ışıklarını yüzünü çevirme benden
karanlıktan çok korkarım, gülemem aydınlığı görmeden
oysa ışıkların sönme vakti çoktan gelip geçmiştir
okunan kitapların son sayfaları yerlerinden koparılmış
Üsküdar ‘ın çatı katlarında tozlu zeminlere serilmiştir.
merhaba balıkçı,
cebindeki son sigarayı paylaşacak,
bir başka yalnızlık mı arıyorsun.
bir fener, bir kılçık, biraz iskele biraz sancak.
karanlık bir denizde parlayacak
delişmen bir yakamoz, hayli oynak.
duydun mu Salvador Dali düşmüş gökyüzünden
mızrak bacaklı filler gibi dört ayak üzerine.
piyanonun tuşlarında dolaşırken iskelet parmaklılar
birde ne görelim;
her susuz parselimde boy vermiş ağaçsız ormanlar.
bu yaz sensiz geçecek,
sular gibi akacak mısın yol başı musluklarından ellerime
yüksek dağlardan ve kimsesiz kaynaklardan çağlamış gibi
buz gibi yüreğime,
ağlamış gibi.
kollarımı dayayarak korkuluklara
gözlerimi bağlamak istiyorum dalgalara
belki bir tanesini içlerinden saklarım kendime
senin niyetine, sadece benzettiğim için sana.
belki gözlerinin rengindendir kim bilir, yosun yeşili
en hırçın zamanında göz kırpmasından,yakamoz gibi
yorgundum,
ismin bana hiçbir şey vermiyordu.
yaşanmış ve yaşanacak bütün savaşlar
benim çadırımın dört duvarında akrobasi yapıyordu.
bir tarafım kan çanağı, göz-gözü görmez iken
diğer duvarımda, taze mezarlar toprak kokuyordu.
saçının tellerine tek tek dokunuşum,
adına yaktığım türküye,
senin için saz çalışımdır.
çiçeklerinin kokusu içime,
göz yaşların gözlerime dolarken.
başka ne bir ses gelir kulağıma




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...