sen bu fotoğrafı çektirirken
ben bir köşede
yaşanmış zamanımı ayıklıyordum
çöplerinden.
gene yorucu ve kavgalı bir kalabalık
sarmıştı üç yanımdan
İktidarda oldukları sekiz yıllık sürenin her gününde, bir farklı gerilimi, isteyerek, acemice hesapları ile ya da stratejileri gereği yaşattıkları halkımızın önüne, şimdi de iktidarlarını hem de yargı denetimi olmadan sürdürebilmelerine örtülü destek olacak sözde “daha çok demokrasi” ambalajlı bir oylama getiriyorlar.
Ben referandum oylamasında; bildik oyunlara sapmadan, çifte adres, çifte kimlik kullanmadan, ölü halimi diri göstermeden, yani hile yapmadan aynı zarfın içinde tek oy görünümlü iki HAYIR oyu birden kullanacağım. Bu oylardan biri beynimin ve düşüncemin, diğeri ise yüreğimin ve duygularımın oy’u olacak.
Çünkü ben, düşünce ve duygularımla insanım. Düşünce ve duygularımla bu ülkeyi, örselenmeye, yıpratılmaya çalışılan değer ve kurumları ile büyük Atatürk’ ün kurduğu ve yurttaşı olmaktan gurur duyduğum bu cumhuriyeti çok seviyorum. Ve şimdi burada sıralanmasına hiç gerek olmayan sayısız söylemleri ve tavırları, samimiyetsizliği ve ince hesaplı ama çok acemice uygulamaları ile ve her başarısızlığın sonunda mağdur edebiyatı ile gözyaşları döken bugünkü yürütme kadrolarını ve onun başındakileri ise hiç sevmiyorum. Bunun için HAYIR oyu kullanacağım.
hırsız yürekleri bıraktım, kaçsınlar
gitsinler hangi dala konacaklarsa
orada sığınıp,saklansınlar.
işte şimdi boş bir kafes,
yüreğimin sevdaya dönük yüzü.
içimden geçen yalnızlıklarla
açıyor duvarımda çiçekler.
boş çerçevede kimsesiz sarı gül,
yanında; mor menekşeler.
Ne kalemim var elimde ucu açılmamış,
ağır kokusu sinmiş üzerine
sıcağı gözden düşmüş yaz günlerinin.
bir sevdadır şimdi bomboş koklanan
dikeni yürek yakan güz güllerinin.
ellerimi böyle üşüten Emirgan değil.
her yanıma dönüp de, görememek gözlerini
dün gece bir rüya gördüm.
dün geceki rüyamda;
uyurken bir rüya gördüğümü gördüm.
sözde bir rüya görüyormuşum
gördüğüm rüyamda
onun için böyle gülüyormuşum.
hayal gibi …,
öyle ışıklar vardır işte, görüyorsun
düşer gölgesi denize,
güneşten daha çok büyür aydınlığı.
için başka türlü ısınır
yüreğin bir başka yanar.
altından boz bulanık sular akan mavi denizlerime
sen martı kanadında gölge olup ne güzel düşüyorsun öyle …
her taşında bir şairin, şiir gibi imzası olan bu koskoca şehirde
bir liman düşün ki, hiçbir şey benzemiyor seni beklemelere …
yani böyle bir limanda işte ellerim ter içinde
işçi tulumu renginde;
tüter fabrikanın bacaları,
aynı renkte dönerdi
makinelerin çarkları.
alfabemiz başka hiç bir şey bilmez
beynimizin pankartına 'grev' yazardı.
biliyor musun,
atılan her oltadan ne kadar canı yanar denizin
ve ne zaman bir balık takılsa ucuna oltadaki iğnenin
bir evladını daha kaybetmiş gibi
ağıtlar yaktığını denizin.
nereden bileceksin




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...