sen şarkılar söylerdin, ağlamazdın ki
en sevdiğim makam gibi serilirdi üstüme sesin
akşam olur, ardından gidişini izlerken güneşin.
ey sevgili yaz günleri geldi işte, şimdi neredesin
ahhh, seninle her akşam üstü,
ne güzel günlerdin …
şeytan mağaralarında parlayan
bir çift kedi gözüydü
kımıldayan kötülüklerin ön yüzü.
arka bahçede gene
çiçek toplayan çocuklar,
ip atlayan, salıncaklarda sallanan
güneşin doğuşu ol,
kimseler uyanmadan
ağaç dalları arasından
ilk önce ben göreyim yüzünü.
zaman kadranında akan damarlarımdan.
tik tak, tik tak, tik tak
-sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-bilmiyorum, kimsin sen.
-bende bilmiyorum,
kimim ben.
sadece bir kapalı kutu
gördüğüm zaman
işte film bitti, bahçe sinemasında.
düğün de dağılır birazdan,
köy meydanında.
giderek sönmeye başlar tüm ışıklar.
bir tek başımızın üstünde kalır
bir avuç dolusu aydınlık.
bir dağ yamacındaydım.
çocukluğum ve çocukluğumun öteki tarafıyla
aynı yaştaydım.
….. seni o gün tanısaydım
uçurtmalar bağlardım saçlarının örgüsüne
beraber uçardık
içime saklanan düşmanlar onlardır,
dalları çiçeklerinden kopartan.
boy vermesine fidanların,
kötü ve anlaşılmaz gözlerle bakan.
ve en sevdalısı yazılacak iken,
kelimelerin şiir olup ak kağıtlara
biz; bize benzeyenlerin
ellerinde nasır, alınlarında teriz.
erken ölen umutların,
hiç açmamış çiçeklerin
suyu, toprağı ve havası,
üç cemresiyiz.
bir kadın görürüm kucağında bebesi.
dayamış ağzına, sütü çekilmiş memesini.
gözleri saklanmış yoksul yuvasına
ve alnında yaşadığı her acının
ağır ve derin çizgisi.
gövdesinden kesilmiş sanki bir çınar gölgesi.
bütün şiirlerimin altına isminizi yazsam
sokaklara dökülüp bu saatte kapınızı çalsam.
bir mevsim serinliği değil, güleryüz olsam.
benim için ocağa çay suyu koyarmısınız.
hepinizden önce ben çıksam kapınızın önüne




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...