Görmüyor musun;
Varlığın hala cenneti aratmasa da,
Yokluğun artık cehennemi yaşatmıyor.
Gelişin hala bir mucize ise de,
Gidişin artık beni şaşırtmıyor.
***
Sen gidendin de sanki ben kalan mı?
Sen bitendin de yani ben çoğalan mı?
Sen kalbini verendin de ben onu alan mı?
Yoksa sen gerçektin de sevgili ben yalan mı?
***
Sen sevendin de sanki ben sevilen mi?
Görüyorum ki değil yüreğinde olmak,
Umurun her nerede ise,
Orada bile olamıyorum.
Görüyorum ki değil gönlünü almak,
Günahın her ne ise,
Onu bile alamıyorum.
Bir zamanlar senden giderken,
Gözüm hep arkamda kalırdı,
Hatırla...
Kapıya kadar gider, sonra geri gelirdim,
Ardından bir daha ve sonra bir kez daha...
Dayanamazdın...
Gücüm yoktu;
Ne yaklaşmaya,
Ne uzaklaşmaya.
Dermanım kalmamıştı,
Ne teslim olup vurulmaya.
Ne de kaçıp kurtulmaya,
İstersin;
Gitmesin dersin,
Kapıları kilitler beklersin.
Bir de çocuk gibi inat edersin.
Bilirsin ama gücün yetmez,
Ne kal dersin,
Yaşamak mı?
Güldürme beni,
Yarini göremeyen,
Yarınımı görürmüş.
En geç gecesinde ölürmüş.
Gül hadi...
Bas gökleri inleten o kahkahayı.
Döneceğin belliydi de.
Zaten gidemezdin,
Bunu defalarca söylemiştim de...
Gül hadi...
Gün gelecek öyle çok seveceksin ki,
Düşündüğünün düşündüğünü düşünecek,
Ve her hissettiğini sende hissedeceksin...
***
Gün gelecek öyle bir aşık olacaksın ki,
Her yerde aşık olduğunu görecek,
Haklıydı...
Her şey değişti.
Ne o bildiğim kişiydi,
Ne de ben eski bendim.
Demek ki;
Sabrın da bir sonu varmış,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim