Düşünmemek için saçma sapan şeylerle o kadar çok oyalandığım oluyor ki;
Hatırlamamak için,
Duymamak için,
Bilmemek hatta görmemek için...
Her hangi birine takılsam tepe taklak düşeceğim,
Vuracağım acının dibine,
bazı gerçeklerin insanın yüzüne tokat gibi çarpmasına gerek yoktur
arkadaşınla yaptığın masumane bir sohbette gelir ansızın
"beni o kadar çok seviyor ki; gün içinde 3-4 kere sesimi duymadan edemiyor" der
yere göğe sığdıramadığın insanın sesine zerre kadar muhtaçlığının olmadığı; beynine dank eder
"olsun,varsın sesini 2 günde bir duyayım,razıyım" dersin
arkadaşın anlatmaya devam eder....
Ne zaman gözlerine baksam; yalnızlığım hızla derinleşir.
Biliyorum...Senden miras bu acı,ömrüm kısaldıkça güçlenir...
Ne zaman gözlerine baksam; imkansızlığım camlara çarpar.
Biliyorum...Özüne müptela bu kadını aşar,kapadığın kapılar ardındaki masal..
İçimde fırtınalar koparan bir korkuydu seni kaybedeceğimi düşünmek.
Tıpkı dalgalara kapılıp,sürüklenen bir sandalın ufka yol alması gibiydi.
İşte hep bu yüzden gecelere saklardım gözlerinin o eşsiz pırıltısını
Ve geceleri de koynuna gizlerdim sana hissettirmeden...
Biraz zaman geçse,sensizlik hayalini öne sürerdi.
Uzun ve yorucu iş demeden parmaklarım,
Yarın; sesimi duyamayacağın kadar uzak olabilirim mesela.
Dokunamayacağın, göremeyeceğin, soramayacağın, kırılamayacağın,inanamayacağın.
Bir kez daha benimle gülemeyeceğin,
Bir kez daha ellerimi avuçlarının içine alamayacağın,
Gözlerini kaçıramayacağın
Tüm cümleleri söyleyip isteyip de susamayacağın..
Avuç dolusu dualarım var..
Her gece gizli gizli okuduğum..
Azaldıkça acısı artan sevgilere,
Gidip de dönmeyen sevgiliye,
En çok sana,bir de bana..
Bende etkili oldu da,
epey zaman oldu içimdeki mavilikleri donduralı
hayli yollar katettim, menzili sana varmayan
ne sancılı geceler uyuttum koynumda, sara sarmalaya
her aklıma düştüğünde içimi kaplayan sıcaklığını,
önüme ilk çıkan cami avlularının ayazlarına terkettim,çaresizce
nafile....
Nedir bu bizdeki beceriksizlik anlayamadım...
Ne ben seni yazmaktan vazgeçiyorum.
Ne de sen! Kalemin ucuna takılıp sayfalara düşmemeyi beceriyorsun...
Bu şehirden kaçmaya çalıştıkça, içimde yeni şehirler inşa ediliyor. Yeni medeniyetler kuruluyor parmaklarımın ucunda. Ruhumda ki kalabalık çoğaldıkça sana bağımlı kalan yalnızlığımda çoğalıyor.
Çoğulluğun ortasında nasıl azalmayı başarabilir insan. Azalıyorum işte! Buram buram "SEN" kokan yağmurlu bir sabahın başlangıcında...
Ve zamanla anlıyor ki insan kimden kaçarsa en çok onda sırıl sıklam ıslanıyor.
Gecenin karanlığına meydan okuyan zifir karası yüreğim
Gecenin ayazına meydan okuyan taş kesilmiş hislerim ve
İhanetlerinden gitmelere hicret etmiş çılgın düşüncelerimle
Yola koyuluyorum...
Valizimde çokça hayal kırıklıklarım,acınası hallarım
Öyle kadınlar vardır ki; bir bakışta ciğerinizi okurlar.
Asla yalan konuşamazsınız.
Tüm nezaketlerini avuçlarınızın içine koyarlar.
Yanlış bir hareket yapamazsınız.
Sabır küpüdür,anlayış serper bakınca her bir zerrenize.
Gülünce güller açar sanki dört bir çehrenizde.
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..