İçimde fırtınalar koparan bir korkuydu seni kaybedeceğimi düşünmek.
Tıpkı dalgalara kapılıp,sürüklenen bir sandalın ufka yol alması gibiydi.
İşte hep bu yüzden gecelere saklardım gözlerinin o eşsiz pırıltısını
Ve geceleri de koynuna gizlerdim sana hissettirmeden...
Biraz zaman geçse,sensizlik hayalini öne sürerdi.
Uzun ve yorucu iş demeden parmaklarım,
Sonu sana varmayan yollara çıkarsam kırılsın ayaklarım
Mısrası seni anlatmayan şiirler yazarsam kopsun kollarım
İçinde senin olmadığın hayata gözlerimi açarsam o gözler kör baksın
Sensiz nefes aldığım her dakikam özüne hasret kalsın
Aramızdaki en uzak mesafe bir adım ötenden uzak olursa,
Sol yanını hak etmezsem, yurtsuz bırakılmış mülteci sayılayım
dur durak bilmeden içinde kaybolduğum koca bir ufkun vardı
şimdilerde küçücük bir HİÇ'liğe sıkıştı kaldı
etrafında dört dönen kuşlara,
ayaklarına vuran dalgalara,
saçını okşayan rüzgarlara
omuzlarına dokunan "kızım ne oldu'lara" susan,
Şimdilerde herkesin yüreği herkeste.
Kimi sevebilirsin ki.?
Öyle karanlık ki ardı arkası,
Bir Şems koysan da göremezsin ki.
Âşk'tır deyip varsan sofrasına,
Haram lokmayla doyamazsın ki.
Avuç dolusu dualarım var..
Her gece gizli gizli okuduğum..
Azaldıkça acısı artan sevgilere,
Gidip de dönmeyen sevgiliye,
En çok sana,bir de bana..
Bende etkili oldu da,
epey zaman oldu içimdeki mavilikleri donduralı
hayli yollar katettim, menzili sana varmayan
ne sancılı geceler uyuttum koynumda, sara sarmalaya
her aklıma düştüğünde içimi kaplayan sıcaklığını,
önüme ilk çıkan cami avlularının ayazlarına terkettim,çaresizce
nafile....
Nedir bu bizdeki beceriksizlik anlayamadım...
Ne ben seni yazmaktan vazgeçiyorum.
Ne de sen! Kalemin ucuna takılıp sayfalara düşmemeyi beceriyorsun...
Bu şehirden kaçmaya çalıştıkça, içimde yeni şehirler inşa ediliyor. Yeni medeniyetler kuruluyor parmaklarımın ucunda. Ruhumda ki kalabalık çoğaldıkça sana bağımlı kalan yalnızlığımda çoğalıyor.
Çoğulluğun ortasında nasıl azalmayı başarabilir insan. Azalıyorum işte! Buram buram "SEN" kokan yağmurlu bir sabahın başlangıcında...
Ve zamanla anlıyor ki insan kimden kaçarsa en çok onda sırıl sıklam ıslanıyor.
İstanbul'dan farksızım bu aralar reis...
Dışım ışıl ışıl,içimi kaplamış kapkara bir is.
Yüzlerce martı havalanıyor çığlık çığlığa sanki bağrımdan.
Yokluğunu düşündükçe lokma geçmiyor boğazımdan.
İstanbul'dan beterim bu aralar reis...
Aklımdan atamadığım anılarının trafiği tam bir felaket.
ne kadar bağırırsam bağırayım
duymuyorsun
yüreğinin kulakları sağırlaşmış
görmüyorsun seven yüreğimi
sevmelerimin sesini
oysa tüm dallarım aşkına tutunmaya can atıyordu
Beni bilirsin........
Seni kimseciklere anlatamam öyle uzun uzadıya
Bir "O" derim......
Geri kalan tüm kelimeler ufalanır,kalıverir boğazımda
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..