Kara kışlar tutmuş yüreğim de üşüyen kar taneleri...
En derin, en hoyrat, en yanık ağıtlarla uğurluyorum seni...
Hangi vedaya kalksa yanıyor elim...
Hangi hoşçakal'a yeltensem sana çarpıyor...
Unutulmuş şarkıların uğultuları kulaklarımda, sesim de soğuk ninniler
Avuturum beni, uyuturum beni, kandırırım beni...
Hayata açılan perdelerin,sevgide sebat edemeyenler yüzünden grileşmişse,
Ayakların iyi niyetle çaldığı her kapıdan ihanetin karasına bulanarak dönmüşse,
Ve belin "canın" bildiklerinin bıçak darbesiyle bükülmüşse
Namına söylenen her güzel söz usulca geçip gider kenarından
Ne bir hakaret boynunu büker, ne bir iltifat göğsünü gerer.
Ve adına yazılan her şiir hükümsüzdür yüreğinde,
Kasım'ın ortasında,sevdanın yol ayrımındayım.
İnce ince bir sen yağıyor yüreğime.
Eli ayağı buz kesiyor albümdeki yar'sız fotoğrafların.
Anıların her biri bir yanda,toplamayla baş edemiyor elim ayağım.
Canımdan can gidiyor,gözlerim çaresiz...sadece izliyor.
Biliyorum bu saatten sonra hiç bir kuvvet,
hiç bir yasak düşlerime düşen gözlerinden alı koyamaz
hiç bir ses içimin en derinlerine işlenmiş sesini bastıramaz
hiç bir güzel huy en çekilmez,en berbat halinle bile yarışamaz
ve hiç bir yürek o mızmız oyunbaz yüreğine ben kadar yanamaz
işte ben böyle sevdim seni.
Kanma sen onlara kanma.!
Bir ben sevdim seni,bir ben kandım,
Şah'dım kul oldum,yandım kül oldum
Azad ettim tüm dostları,sensizliğe azad oldum...
Yanma sen onlara yanma.!
bakışlarımı YEMİN bil.
kavl-i leyyin kıl sözlerime.
lakin;
yine de
çırpınış yoksa yüreğinde
SEVDAYA dair,
Bazen istesen de konuşamazsın.
Kelimeler düğümlenir boğazında,yutkunamazsın.
Burnunun direği sızlar,gözlerin buğulanır,
Söylesen de canını acıtır,söylemesen de acıtır.
.
Hani derin bir nefes alır, nasıl sevdiğini
Kelimelerin gücüne seninle inandım ben.
Mesela........
Minicik bir "Canım" demen,
Ömrümü törpüleyen uzaklığına kafa tutuyor
Senli niyazlarımı tel tel avuçlarıma döküyor
Gençliğim avuç içlerimdeki güller gibi soldu,zamansız.
Çocukluğumu hiç sorma,
Benim bile bilmediğim o eski zamanlardan kalma hüzünlerle sarardı,
Eski siyah beyaz resimler gibi çabucak,apansız.
Ne zaman büyüdüm,ne zaman yaşlandım..?
Benim mi bu titrek eller,bu buğulu gözler,ak düşmüş bu saçlar..?
Ellerin ne zaman bir başkasına dokunsa acısı en çok yüreğime dokundu
Gözlerin ne zaman bir başkasına vurulsa sızısı en çok can evimi vurdu
Şimdi hangi yöne dönsem yokluğundan arta kalan gülüşlere çarpıyorum, İki kaşının arasından vurulmuş ümitlerimle
Feri sönmüş gözlerinin arasından süzülen
Ve her bir satır aralarında binlerce çığlığı barındıran
Sahipsizliğin kol gezdiği bir hikayede lalettayin biriyim sayende..
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..