Ben seni;
Puslu sabahların tan yerine rastlayan,
Vakitlerde seviyorum.
Ben seni;
Vuslatın baharında,
Bilemezsin;
Şu sinemde ne yaralar açıldığını.
Görmedin ki; karanlıkta ki sevgiliyi,
Tan vakti çekildiğinde.
Karanlık gecede bir ay ışığı
Cemalinden öte düşer mi bilmem.
Kör ve sağır eden nedir aşığı
Hakikat gözünü açar mı bilmem.
Bir uzak diyarda garip başını
Kırık bir aynanın iki yüzüyüz biz ikimiz.
Bizi ne rıhtımda ki martılar
Ne de matemiyle gösterir bu iz.
Burhan GÜNGÖR
Ağla gözyaşınla alevler sönsün
Dokunma gönlüme narına yansın
Aşkınla pervane eyleyen sensin
Sensiz gülistanı neyler bu gönül.
Ağlama;
Anlamsız esen rüzgarlarınla vurup gitme kapıları.
Uzaklara dalıp sevmelerinle tüketme bizi.
Bir kuşun kanat çırpışında ki sanattır hayat.
Bizi hazan mevsiminde solmuş güle benzetme.
Hırçın dalgalarınla vur sahilime.
Gökyüzü altında parlayan yüzün.
Sükunette ömrüm bu son deminde.
Ağlayan gözlerin bakışı hüzün.
Cürufu kalmış maddenin zeminde.
(26.05.2010)
Nice ömür geçti ahu zarına
Nice beden yandı hakkın narına
Dostun bir kelamı gitti zoruma
Bir fermana kurban eyledi beni.
Aşkın nazarında gül idim soldum
Ey Yar;
Gözyaşların,
Umuda değen yağmurun son damlasıdır.
Sabırla serpilir toprağa
Ve nice çiçek umut verir yaprağa
Ferasetle yürür mümin yolunda.
Canı baki görür daim yanında.
Ne cürmü var ise çıkar sonunda.
Mecliste o vakit garip kul olur.
Saltanat sürmüş mü bu garip düşte.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!