Dinmeyen ayrılıklar vardır şafakta.
Günler seni sevmenin matemi ile geçer.
Yıldızlar kaybolur uzaklarda.
Bu gönülden ne sevdalar gelir-geçer.
Bilemessin
Gözlerini yazıyorum,
Sözlerin bittiği yere.
Sayfalarını binbir selam ile dolduruyorum.
Hasretini bir resme çizip,
Sayfalarca umut yazıp,
Vakit varken sevmelisin diyorum.
Yaşanan o günler gözlerimin önünden...
Bir nehir gibi tekrar tekrar akıp geçti.
İşte karşı kaldırımda elinde bir çanta.
Yalnız başına yorgun adımlarla seyreyleyen...
Bu şaheser sedasıyla çarpan o yürek
İnan ki sevilen benim yüreğimdi seven de.
Elleri ellerime,
Gözleri ise gözlerime emanet.
Bir an sevdamızla barıştık.
Bir an o gözlerle hiç durmadan bakıştık.
Sevdaların fermanına yetişmişti yürekler.
Yine de mutluydu gönüller.
Aşka değen ellerin ömrüme kafi gelir
Aşksız geçen bu ömre bende ömür mü denir.
Seninleyken varlığım bülbüldür gülizarda
Bülbül ki figan eyler güllerim ahu zarda
Yıpranmış bir mektup sayfasının,
Hüznüne boğulmuşken yüreğim.
Ansızın çekip gitmek gibi
Vuslata eren düşlerim olmadı hiç.
Bir sen vardın anlımın ortasında,
Yar dediğin umut olmalı.
Her zaman başucunda.
Yar dediğin sazın teli.
Mızrabı avucunda.
(15.11.2002)
Vazgeç gönül.
Sevda dediğin nedir?
Kanadı yaralı bir kuş.
Zaten gün gelip düşecektin.
Öbür kanadını da kıracaklardı
Büyük ihtimal.
Serden geçtim yar senden geçemedim.
gem vurulmuş dilleri açamadım.
Bahçede bülbülüm gül seçemedim.
Vuruldu can Bedbaht oldu yerlerde.
Güller soldu ağıt doldu dillerde.
Bir selam eylese yare dil benim.
Bülbülün sorduğu aciz gül benim.
Bir nidaya çekip giden kul benim
Kullarına kul eyleme al beni.
Divaneyim yeryüzünde gezerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!