Ömür dediğin bade
Bir dolu mey değil mi?
Bilinmez ki ne zaman
Sonu ecel değil mi?
Sonu ecel şerbeti
Hasretime doldurmuşken seni
Ağlıyorken her gece
Sırılsıklam olmuşken düşlerim
Yazamamak ne acı.
(17.12.2016)
Ben yalnızca düşlerimde üşürdüm.
Ala karlı dağlarında koşardım.
Medetsiz bir seyre dalar yaşardım.
Savrulup bir çöle düşene kadar.
Çiğ düşerken şafağında dağlara.
Binbir anının ortasındayım şimdi
Ve Kalbim yangın yerinde
Kaç umutla seslendigim
Şarkılar arasında
Kaybolanlardan oldun sen
Derin sayfalara sığmadı ahım
Yaşlı gözlerinle doldu sabahım
Uzan ey ellerim dinsin günahım
Uyan o gözlerin olmasın ziyan
Bir nida eyle ki fezayı aşsın
Bir gece ay ışığında çizmelisin umudu
Gül dalında kızarmalı şafağa inat
Sabahları titreyen avuçlarında
Ucuz bir gülümseme olmamalı sanat
Uğruna nice kaldırımlar eskidi
Bu lacivert yastığım bana senden yadiğar
İçimde koparılmamış bir gül kadar sade olan sen
Lakin içimde teşhir edilmemiş nice tomurcuk güller var.
Ben sana da bir şeyler bıraktım ardımsıra
Mısralara döktüğün hasretini koy başucuna.
Gözyaşlarında boğulan düşlerimi kıyısına bırak.
Sözlerin yetmediği yerde sen varsın.
Söndüremiyorsan içinde alevleri.
Onlar kadar yalansın.
(12.10.2011)
Gecenin kızıl rengine boyanmış düşlerimi
Sokak lambalarına sildirdim.
Bad-ı sabahında dalgalanan saçlarımı
Hiç bitmeyen hasretine yoldurdum.
Gözlerimle saldırdım sabahına.
Sözlerimle ne manşetler kaldırdım.
Yar Üsküdar'da
Şimdi ben;
Rüzgara akseden yamaç bir yerdeyim.
Yüreğim sel olur çağlayanlara.
Kırık dökük meçhullerdeyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!