Yakınız güneşe hiç olmadığımız kadar
ve neşe içinde dans ediyor saçlarımız
ve kıvır kıvır
ve eşe dosta inat
ve açlarımız
ve toklarımızla karşılıyoruz sabahın serinliğini…
Renklerin en canlısında seni boyuyor fırçam
ve seninle anlamlanıyor köy evleri
ve sıradağlar
ve sıra sıra ladin ağaçları
ve iğne yapraklı güzeilm çam…
Özlemlerin en kutsalısın
Ve isterki bu gönül
ve bu nefes, sadece seni
ve bir tek seni solusun…
Sen aşka giden kalbimin
Beklemezsizin arşınlıyorum yolları
Parke taşı kaldırımlarda küçücük gölcükleri ıslatan yağmurlarla
Şekerci dükkanları
Konfeksiyon atölyelerinin umutsuz overlokçularını hapsettiği havasız bodrum katları önünden geçerek
Lambası yanık sokak lambaları altından dosdoğru ilerliyor insanlar benim gerime
Ters köşe yuvalanıyor yuvarlanmışlıklar
Rüyalar kabuslarını saklıyor içinde
ve hayalleri yasaklıyor
ve uzaklara dalıyorum…
Üstün körü bir yaprak dökümü var, oysa bahar
Dokunaklı mısralarda saklı
Aslı astarı olmayan gerçekler
Müsveddelerin temize çekilmemiş satır aralarında
Halkı haksız bahane dizileriyle unutulmuş anılarda saklı…
Herşeyi bitikip gidiyorduk
ve yolunu kaybettiğimiz yitik diyarlara…
Unutup anlamın coşkusunu
ve yitirip duruyorduk yaşanmışlıkları
ve bir gün geir gelip gelmeeyceğini bilmediğimiz umarsızlıkları ve bol keseden harcıyorduk sevda arsızlıklarını…
Sistik…
Sustuk bağıra çağıra
ve kin kustuk
ve nefret
ve susamışken; kuruduk…
Bilmesekte
İşin gücün sekte
Temasınsa sadece dirsekte
Seni bir yerlerde düşünemesekte
Ekte mevcut hayatın
Hiç istemesekte…
Huzur vermeliydin
ve göçmen kuşlar gibi uçup gittiğin akşamın akabinde
ve binde bir de olsa görmeliydin gerçeği…
Muzur bir çocuk gibiydin
ve oyunların oyuncak etti sevdiklerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!