Helvacıydı bizi ortaokul yıllarında buluşturan
ve susam helva gibiydik
ve çıtır çıtır
ve kırılgan
ve leblebi helvasına dalan bendim
ve kos helvası ile gönlümü çalan sen
Her yer kar
Efkâr basmış mazinin satır başlarına
Kaldırım taşların yazıyorum sitemleri
Matemleri kaldırmıyor kar, eriyor
Her yer kar
Bilirsin
Gerçektir, senin gerçeğin
ve yolunu kesmeyecektir artık
ve tutku dolu bir bakış
ve O’nun gözlerine akış rastlamayacaktır bir daha
ve o rüzgar esmeyecektir
Bugün baların ilk günü,
Kaharın bitişinin ertesi
Yapraklarda özlemin ve rüzgarlarla sarıyorsun
Nefes alışıma ve tüm bedenime doluyorsun
Cıvıl cıval güneş gözlerin,
Ve masmavi doygularla kaplıyorsun içimi, her yanımı…
Hüzün yaprakları süzülüyor
Gökyüzünün derin damlaları arasında
Güzün soğuk güneşi alıyor gözümü
Gözün özlemim, sarhoşluğum
Seraplarla dolu şarap mahzenleri
Feryat figan kadehler
İnci taneleri gibi
ve sıra sıra düşünüyorum
ve sevgimi diziyorum gönül ipine önce
ve aşkını
ve merhametini
ve şefkatini
Işık oyunu yaşantı parçacıklarında
ve umut tomurcuklarında
ve oyuncaklarında kendini bulan çocuklar gibi
ve karmakarışık renklere bulanıyoruz...
Dolanıyoruz kendi eksenimizde
ve ekseriyette mazi yapışıyor yakamıza
Masmavi denizlerin kıyısındasın şu anda,
Gözlerinin mavisinde denizlere dalan bensiz,
Ensiz
Ve şekilsiz çakıl taşlarıyla dolu kumsalsın
ve ardında uzanan ufkun yanı başında
ve sereserpe
Issızlar kumsalını vuruyor gizem denizinin sarhoş dalgaları
Yosun kuşanmış bitkin kayalar
Çağ çağ çağlıyor
Çağanoz gibi
Yandan yandan
En candan halleriyle
En başından okunmaya başlanmamış bir romanın tam ortasında
ve daha yaşlanmamış bir hayatın
ve yaşanmadan bir hayli genç kalmış bir ömrün arkasından koşar gibiyiz…
Bilindik bir meçhule
ve tutsak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!