Bana kanadı kırılmamış bir aşk söyle
Dikeninden kanamayan bir sevda
Gözyaşlarıyla yeşeren bir gül söyle
Bekletenin şeytanı sürtük olunca
Bekletilenin hayalleri buz tutar
İnsan insandır söz sözü över
Bencillik şah olup azana kadar
Kimi vicdan vardır içini döver
Kimi hesap sürer mizana kadar
Özünden ayrılan çaresiz kurur
Gardaş
Açma yaraları dert derdi yutar
Çile çekmek ile küçülmez gardaş
Yollar karaçalı yürüsem batar
Mevla’m ayak vermiş uçulmaz gardaş
Şimdi geceye sen düştün, Aşk düştü
Şimdi bu şehrin bütün sokakları
Kapılarını sana açtı
Şimdi sevda çiçekleri şarkılara eşlik ediyor
Rüzgârlar sus pus
Yıldızlar demleniyor şavkında
Yağmur taşıyan göklerin
Alaz döşlü, nazar benekli nazlısı
Kalbinin kanatlarını
Uçurturken aşkın tılsımlı sesleri
Savrulan saçlarının üzerinde mavi kanatlı bir kelebek
Gamzelerinin, hüzünlerimi öldüren gülümsemesiyle
Sebepsiz bir kavganın çiçek kokan teninden
Ayrıldım aşkla ruhun birleştiği yerinden
Tanrı bilir iyiyi o hep doğruyu söyler
Ben gitmeliydim önce gelincik gözlerinden
Semazenler semahta, cemde kırklar yediler
Gelincik II
Tutuşturduğunu, cennet bahçeleriyle
Avundurduğunu sanan
Sen de dayanamadın sevmelerime
Gözümün nuru bebeğim ömrümün nazlı çiçeği
Hangi ara büyüdüyse uçup benden gidecekmiş
Baharlarımın goncası evimin ballı böceği
Kendisine yeni hayat seçip öyle gidecekmiş
Su akar yolunu bulur gönül yürür benzerine
Bir başıma yürürken iskelede bu akşam
Yalnızlıkla baş başa titriyordu şamdanlar
Ne bir ses ne bir nefes yoktu dünden bir yaşam
Yanaklarımı öptü yosun kokan dalgalar
Sahilde fırtınalar saçlarımda meltemler
Hülyadan çıkıp dünyada, dönüp de aynaya baktım
Evliya değildim amma Firavunla da değilim
Haram helal tartısında hesap ateşini yaktım
Evliya değilim amma Firavundan da değilim
Ömrün sabır hanesinde bin türlü çileyi ördüm
Tebrikler efendim başarınız daim olsun...
Yaşanacak Mutluluklar Senin Olsun