Bu sabah
Güneş nazlı, ortam sessiz, hava biraz ıslaktı
Şiir, yaz beni diyordu
Kalem, kağıt ve hatırı sayılır bir çay aldım
Düşündüm, düşledim,
Lal bir ateşin pençesindeyim
Gecelerime kurtlar saldırıyor
Cellâtlar kapanlarını biliyorlar
Sokaklara çıkıyor düşüncelerim
Kapkara kuşlar
Akşamın bir vakti gelip ansızın
Karşıma oturdu kahve gözlerin
Ayazı çözüldü camdaki buzun
Maziye götürdü kahve gözlerin
Düşlerin perdesi kırk türlü yama
Ve…
Kalem dile gelir
Unutulan aşkların son yolcusu
Senin silahın benim
Duvar diplerinde öldürdüğün
Düşkünüm… Huzursuzum…
Onu arayışımın şahadeti ısıtırken arzuları
Duygularımın ortasına kızıl bir düş oturdu
Eşkıyanın namlusuna kıyameti asar gibi
Seni nasıl anlatsam nasıl söylesem seni
Tek cümle eksik yazsam tarih ayıplar beni
Geçmişin bahar bahçe gönlümden daha yeni
Çiçeklerin solmaya güllerin aça şehir
Hürriyet ateşinin yandığı yüce şehir
Söndürdüğün küllerinden yanmıyor
Gönül küstü yandığını anmıyor
Aşklar bir gecelik oldu olalı
Karanfil parmaklar kınalanmıyor
Deniz hırçınlaşmış adeta intikam alır gibi kıyıları dövüyor
Kar gibi beyaz yalnız bir martı
Dalgaların arasında bir kaybolup bir gözüküyordu
Çocuk annesinin ellerinden sıkı sıkıya yapıştı
Gözleri yağmur dökmeye hazır bulut gibi dolmuştu
Gâvurlukla işim olmaz Firavun dinli değilim
Azrail uyumaz bende ölümü bilmeyen ağlar
Karakterim kahpelikle örtüşmüyor beyaz gülüm
Salâvatlar dizdim yola ardın sıra fatihalar
--
KISSADAN HİSSE
Zamanın birinde yılan ve Kurt bir derenin önünde karşılaşırlar
ikisinin de karşıya geçmesi gerekmektedir
kurt geçer ama yılan nasıl geçecek..
Yılan, kurt a "beni karşıya geçirirsen ben de yol boyunca sana arkadaşlık ederim" der..
Kurt, tamam ama nasıl olacak bu iş diye cevap verir..
Tebrikler efendim başarınız daim olsun...
Yaşanacak Mutluluklar Senin Olsun