Güneş akşam veda edip giderken,
Yine hüzün çöktü, dağlar yoluna,
Gök kubbede, yıldızları silerken,
Bitsin firak, visâl düşsün yoluna.
Nasıl geçer bu sevdanın hüzün’ü?
Adamsan tatbik et, ben de göreyim,
Bekâra karıyı boşamak kolay,
Nağmeli sedayı sende göreyim,
Hamamda türküyü, söylemek kolay.
Afganlar, Çeçenler nasıl vuruştu,
Merak ile bakarken, ses geldi semavattan,
Ne nâmeli sesler ki, mest etti sanki beni,
Her bir işi şuurlu, olmaz ki cemadattan,
Bu şûurlu tezyinat, şaşırttı inan beni.
Hele bir bak semaya; dalgasız deniz gibi,
Zaman mı var adâvete-nefrete,
Vazifemiz muhabbettir, hillettir,
Dostluk için herkes gelsin gayrete,
Bu yolumuz bak himmettir, servettir.
Hak’tan yana olsun gönlün insana,
Eğreti ömrümde, bir iki nefes,
Karışır havaya, savrulur gider,
Kıymeti bilinmez, kemikten kafes,
Düşer de toprağa, kaybolur gider.
İçimde yüreğim çırpınır durur,
Bu ahir zamandır, nasipmiş bize,
Yavrusu ateşte, yananlar bilir,
Şu yanan dünyadan, köz düşmüş bize?
Zalimin zulmünü sezenler bilir.
Nerede ateş var, orada mazlum,
Bir ip bulduk, uçlarında düğümler,
Düğümlerin araları, bilinmez,
Bir uç doğum, diğer ucu ölümler,
Mahiyeti bizce meçhul bilinmez,
Kimi vardır, gemi bağlar sahile
Yeryüzü nedense, hep iniş-yokuş
Bu millet düşmesin tutsun el ele,
Baksana yürürken, hep itiş-kakış
Koşarak çarpan kim? ,
Bizim hergele.
Bu diyâr’a, yabancıyım,
Tanışmayı, görmüş oldum.
Yolculara bir hancıyım,
Kervanları, görmüş oldum.
Gelen yolcu, bazen kara,
Erken olur sabahı; “kararan”, gecelerin,
Hürriyet güneşinin, bekleriz doğuşunu,
Pırıl-pırıl bir sabah, arayan nicelerin,
Seher vakti ufukta, gözleriz duruşunu.
Güneşin nazarıyla, hicap etti bulutlar,
Üstadım kaleminize, gönlünüze sağlık.
Sizi okumakta zevk alıyorum
Sağ olun
Var olun
* Saygıdeğer büyüğüm Bedri Tahir Adaklı üstâdımıza aşağıdaki şiirimi antolojide seven tüm dost ve arkadaşları adına ithaf etmekten mutluluk duyarım. *
Saygıdeğer Büyüğüm BEDRİ TAHİR ADAKLI
Dostluğu mutlu eden,mütehassis insandır
Onun hep kullandığı çok tatlı bir lisandır
Önceden ...