Aç-açık günler oldu, hiç zillete düşmeden,
Müstâğni etvar ile, yola revan olmuşum,
Bazen ikramım oldu, aç olsam da yemeden,
Üst-baş yırtık baş eğik, yola revan olmuşum.
Mâzi denen yollarda, düşe kalka yürüdüm,
Muhabbet bağının, bülbülü gibi,
Hak deyip, seherde, ötesim gelir,
Risâlet dağının, sümbülü gibi,
Huzurda, boynumu bükesim gelir.
Kurbanın olayım, Senin adına,
Kıyafet deyip geçme, ne çok hüneri vardır,
Behimi nazarları, bertaraf etmiş olur,
Sıcak soğuk diyerek, örttüğü yeri vardır,
Bir çok şeyden hıfzeder, bir güven vermiş olur.
Bazen öyle olur ki, farklı şeyler anlatır,
Gönül dili olan mana;
Dökülürken dilden,
Keşke hoyratca ve canhıraşane,
Sökmeseydim yerinden.
Kımılda kardeşim, toparlan biraz,
Baksana Üsküdar göründü bize,
Umutsuz etmesin, sakın inkıraz,
Karşıya geçelim at’ı ver bize.
Dalalet fırkası, fazla çoğalmış,
ACININ İNTİKAMI
Alaylı dudakların itip düşürdüğü,
Topraklarla, haşir neşir umutlarım.
Sert ve haşin nefretin ekildiği,
Açlık, sefalet, ıstırap...
Ben bülbüle sus demiştim susmadı,
Dinlemedi, nasîhâte, bakmadı,
Çok şey dedim, fakât kulak asmadı,
Hep gül dedi, gülden gayre, bakmadı.
Hiç durmadan sevda dedi aşk dedi,
Ufuk kapısının;
Ardına kadar açıldığı gündü,
Güneşin pırıl-pırıl edasıydı nurlu tan,
Yanında getirdiği umut;
Duvaklı bir düğündü,
San ki, sabah-sabah umut nağmelerini;
Cemalinden füsunlar, doldururken kalplere,
Nazlı birçok gecenin, hiç batmaz güneşiydi,
Nutka gelmiş ahvali, anlatırken güllere,
Hüşyar olan bülbülün, emsalsiz bir eşiydi.
Sinelerde öyle haz, içindeyken duygular,
Gayem vardı, o da bir tek,
Hiç işimi görmedi ki,
Ne bal idi, ne de petek,
Zaman geçti gelmedi ki.
O maksadı, çok bekledim,
Üstadım kaleminize, gönlünüze sağlık.
Sizi okumakta zevk alıyorum
Sağ olun
Var olun
* Saygıdeğer büyüğüm Bedri Tahir Adaklı üstâdımıza aşağıdaki şiirimi antolojide seven tüm dost ve arkadaşları adına ithaf etmekten mutluluk duyarım. *
Saygıdeğer Büyüğüm BEDRİ TAHİR ADAKLI
Dostluğu mutlu eden,mütehassis insandır
Onun hep kullandığı çok tatlı bir lisandır
Önceden ...