Dağlar bembeyazken donar pınarlar
Ay ışığı düşmez karanlık yarlar
Gönlüme hüzündür esen rüzgârlar
Lapa lapa kârlar yağar Kâhta’da
Soğuk yüreğime işler derinden
Kâirlı dağlar duman duman bürünür
Hazan gelir yüreklerde sürünür
Düşer yola garip gönül yorulur
Ağır yükler omuzlarda vurulur
Nice derviş aşk yoluna diz çöker
Ateş olup kıydın nice masum cana
Yüreğimizi yaktın sen Kartalkaya
Nasıl kıydın altmış bir canı canana
Ocakları söndürdün sen Kartalkaya
Duman çöktü dağa ses sustu derinde
Sevdalar biçildi umutlar yerde
Feryatlar tükenmez dağların serde
İkimizde düştük çaresiz derde
Dualar etsek de kavuşamadık
Baharı beklerken kış oldu yuvam
Kaymak lazım kaymak lazım
Kar yağınca kaymak lazım
Mazlum hakkı yiyenlere
Zincir vurup kaymak lazım
Gör ki dünya böyle döner
Gecenin içinde süzülür bir ses
Hüznümü harmanlar yüreğe nefes
Gamla çalınırken mest olur herkes
Kemancı yayında hüznüm var Sunam
Titreyen parmaklar nazik dokunuş
Köyde bahar gibi açan bir güldün
Sözlerin dokunur gönlümü böldün
Yürek sazım idin tellerim teldin
Yaktın beni yaktın köylü kız Kezban
Kirpiğin ok gibi kalbime düştü
Bağrımda bir ateş kor gibi yandı
Gönlümde hatıra deryası dindi
Her sabah rüyamda köyüm uzandı
Kokusu içimde köyüm özledim
Dağların başında meltemler eser
Gönlün uçmuş bahar yeli
Küçücüksün sen küçüğüm
Sevda zor yürek bedeli
Daha toysun sen küçüğüm
Gönlün akar serap gibi
Ateşlerde yandım kül olup bitmiştim
Anka Kuşu gibi küllerimden doğdum
Senden evvel yoktu benim bir hayatım
Güzel senin için küllerimden doğdum
Acı çeken gönlüm gül yüzün görünce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!