ağlayan sevgilidir rüzgâr
peri çemberlerini aşar da
bir kanadında okyanus esintisi, bir kanadında kuzey ışıkları
saçlarında büklüm büklüm hasret
süzülür uzaklardan
gözlerinden açılan kapıya bak
sonsuzluğa uzanan kayalar ıslak
kayıp cenneti ağlatır gök
sesinde öksüz bir ıslık
seni sana anlatır kuşlar
dinle...
rüzgârdan nefes
buluttan gam, yağmurdan fistan
kalpten kalbe nehir, dudaktan dudağa zehir
beyaz bir mendil, çiçeği gelincik
hoyrat bir çığlık, muştusu ölüm
soluk soluğa gün...
ey sevgili…
ruhunu aç!
seninle aynı şehr-i kalbin bir çift gözyaşıyız
aynı toprağa akar kollarımız aynı köke sarılır bedenlerimiz
bozkırlara yansıyan gümüşten şavkımıza bak
kırmızı pabuçlu kuşlara sorun
her dağın bir kalbinin olup olmadığını
her gülümsemenin nasıl yağmura dönüştüğünü
en güzelini onlar bilir
gece sessiz
asude bir dinginlik
gölgeler sinmiş karanlığa
dışarısı soğuk, kediler üşümüş olmalı
ağaçlar çıplak dallarıyla hayli cesur
güneş tektir, her yere eşit mesafeden gülümsemez
oysa dünya tek değil çeşit çeşittir, her bedende farklı can bulduğu gibi…
saklanıyorum
ahraz sesinde bir kuyunun
geçmişin sızısını yutkunurken
yitik hayallerin yerinde yıkıntılar
darağacındaki ipin sarsıntısı dalgakıranlar
tamtakır usumda binlerce maytap
sözcükler, tek başlarına insanı kırmaz
oysa yaralayan bunun arkasına saklanan ikiyüzlülüktür.
Susanna Tamaro
.....
hayalleri gerçeğe mayalayan zaman
hangi düş gezgininin vapurdumanını ıskaladı tırnaklarınız
dağların zirvesinde altın kuş
üstü bulut, altı uçurum
gözleri gümüş, kanadı rüzgâr
yıkıl/ma/sın gökler / __
pare pare dökül/me/sin bulutlar / __
bükül/me/sin boynu leylâkların / __
'vefa'nın umuru/nda! /