söyleyin rüzgâra dağıtmasın saçlarımı...
.....
vazgeçtim
şimşek gözlü baharlardan
bulut üstü düşler bıraktım kapına
bahçene çıplak ayak izleri
daracık sokaklarına ıslak kediler
elinde sıcacık bir kahveyle
hadi geç gel kuytulardan
titreyen kalbime
tanrı
gözümün perdesini uçurdu
dip bir dalganın eşiğinden
saldı okyanus çölüne
binlerce sarsıntının çığlığını
taş bir sofanın ayak ucuna boşaltayım diye
gün kokusu nefesin
sabaha yeni uyanmış
bakışların yağmur damlası
gelincik yaprağından süzülen
nasıl düşünüyorsan öyle bak
ben hep orda olacağım
geçtiğin ama görmediğin sokak afişindeki küçük tekne
ağaç dallarındaki cızırtılı fısıltı
evlerin birbirine bakan yüzü gibi
istersen tüm kaldırımları es geç
ruhum uçmaya hazır
enginlere süzülen kartal misali...
....
şehlâ bakışlı sıcağın solgun papatyası gün
sesi kırgın bulutların ötesinde yağmur
tozu dumana katan bir kasırga çığlığı
yıkıyor zamanın köhne duvarlarını...
kan-atıyor yıldırımları eskiten ömür//
mazinin izleri âmâ
yol bilmez, iz sürmez hüzünlerin ortasında aşk
dinle ey ruh, kalbin çırpınışını
duvarı göçük göğüs kafesinin
penceresi lâl
uzundur gecenin saçları
sonsuzluğa giden yola açarken kanatlarını
mor renklerin ebrulisini dokurken yeryüzüne
gizli tebessümlerde bırakır acıyı
Soluğu kesilmiş rüzgârın boğuk nefesiyim
Kimse özümseyemez anlattıklarımı…
…..
Sancılı bir sonbahar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!