dudağı reyhan kokan gün
gül koynunda uyuyan rüzgâr
git getir! yağmur bulutlarını
gözyaşlarım kurudu
ömrün çöp tutan eskizlerinde
bitmedi, kendimle hep...
yitip giden yıllardan bana yadigâr
pespaye yalnızlık
döne döne örer ipek ağlarını
kör kuyularıma
gök kuşağının
gamzelerinden düştü gün
rengârenk düşlerin bekçisi tombul bulutlar
masmavi sonsuzluğa uzanır ellerim
ıslak tenimde deniz dalgası saçlarım
Trenler gelir geçer kıvrılan raylardan
Uzak metropollerin ıssız garlarına
Kimliksiz isimsiz yolcular taşır
Suretleri düşmüş peronlara
Tek başına bir banktayım
Terörü lanetliyorum.Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.....
yalnızdı zaman tıpkı benim gibi
uzattım ellerimi dokunamadı
buruk bir öfkeyi yüklenmişti omuzlarına
kıvılcım çakan gözleriyle deldi geçti bağrımı…
gün yayını çekti menzilden
süzüldü karanlığın iç yankısı dağlara
çoktan kanatları koptu kuşların
uçuşan telekleri savurdu solgun yelpazeli rüzgâr
ora (cık) da çırpınan özgürlüğü parçaladı
salyalı kuduz köpekler
içimde dul kalabalıklar
her birinin gölgesi kendinden ağır
kurumuş karanfil kokularını andırıyor
suretsiz kimlikleri
usumun çeperlerine tutunmuş
rüzgâr
taktı kanatlarını, uzattı bakışlarını
savurdu keder kervanlarını
ay düştü...
şehrin karanlık yüzüne
Kuzeyin soğuk yamaçlarından
Esti umudun rüzgârı
Alabora hüznün denizlerinde
Vurdu salkım söğüt sevdanın beline
Kırıldı gururun yelkenleri
ah! karanfil
kim kirletti gül kurusu elbiseni
dudağında tütün sarısı akşamların tozu
kirpiklerinde yaşlı bir bulut
gamzelerinde kuş çığlıkları
üşüyor musun?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!