Mevsimden midir nedir, bir adam şarkı söylüyor zamanı gelmeyen sesler içinden…
Bu şarkı da nereden çıktı demiyorum. Uyum sağlamak bu olsa gerek, zamana yayılıyorum ezginin etkisinde. “Yarın” muzip bir çocuk edasıyla beliriyor aniden. Tam dokunacağım ki yüzündeki hınzır gülümseme büyüyor. Büyüyor gözlerinden.
“Belli mi olur…Belli mi olur...”
bebeğim dön
gitme nedensiz
uzaklarda değilim
közündeyim renklerin
yakan suyundayım
dudaklarım yanıyor
gelincik susan
kül tutuşturan
her yerim dudak dolu
açılan
içimde filizlenen gelincikler yok artık. ilkbaharla kolkola girmiş o narin çiçeklerin yerini, sonbaharla resim veren bir başka çiçek almış şimdilerde.
rengarenk yapısıyla güçlü görünen bir çiçek… karanlık olunca kapanan havuz fıskiyelerinin tersine o, güneş giderken açıyor oluklarını.
sanırsınız ki gün boyu küsen o değil.
banliyö treni, şehri yara yara ilerliyor güzergâhında. yağmurun ince damlaları cama vuruyor. “ilkbahar gelinciği” ile “sonbahar sefası” arasına ne girmişti diye düşünüyorum. yazın ne vardı bu topraklarda?
İNADINA, UMUDA VERMEK YOLU
Yüreğimiz ağlıyor, gözümüz suskun
İçimizi dağlıyor kazınan görüntüler
Gözümüze yapışan isi hangi tırnak kazıyabilir
O feci depremin olduğu günün ertesinin yıldönümü..Hani ortalık en fazla karışık ama deprem bölgesine uzakta kaldığımızda ortada ne olduğunu bile henüz tam olarak anlayamadığımız günün..
O günün gazetelerinden bir bölüm alıp, bugün on yedi ağustos depreminin sayısal ve yıkımsal sonucunun ne olduğu bilgisine sahipken tekrar bir göz atalım isterseniz; bilgi bize küçük küçük yansırken neler oluyordu aslında sıcak bölgede diye düşünebilmek için..Henüz Çınarcık'tan bahsedilmiyor bile basında; hatırlarsınız o günü..
“Merkez üssü Kocaeli olarak belirlenen deprem tüm Körfez bölgesinin yanı sıra en fazla İstanbul, Bursa ve Eskişehir''i salladı. Sarsıntı komşu illerde de hissedilirken en
ağır hasar ise İstanbul, İzmit, Sakarya, Bolu, Yalova ve Gölcük''te meydana geldi.
Yüreğimde sabah beri bir sızı
Dilimde büyük ozandan iki dize
“İki şey var ancak ölümle unutulur
Şehrimizin yüzüyle anamızın yüzü”*
İçimde sabah beri bir sızı
Dilimde büyük ozandan iki dize
“İki şey var ancak ölümle unutulur
Şehrimizin yüzüyle anamızın yüzü”*
Yanık deniz kızılın
Siyahta gülümsedi dalgalarla
Tanıdık bir koku geldi
Bildik bir edâ
Burnuna dokundu gözlerim ilkin
Boşlukta bir kupa
Deniz rengi dışı, içi bulamaç
Dokunursan mayasına
Sivri uçlu “ihanet” değer eline ilkin
Kara gözlü peçesinin altından
”Yalan” gelir
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?