Atilla Birkiye Şiirleri - Şair Atilla Bi ...

Atilla Birkiye

(…)
Kendi cennetime geliyorum, yeşil Bakırköyü’ne. Eyüp’te
evler yan yana, oyun alanı yok denecek kadar azdı; yâni
bitişik nizam denilen bir mimarî yapı vardı. Belki çok eski
bir semt olduğundan. Ancak Bakırköyü yeşillik ve özgürlük.
Tabii ki merkezi öyle değil, merkez sahile doğru özellikle,

Devamını Oku
Atilla Birkiye

Bir şiiri arıyorum
Hiç yazılmamış bir şiiri
Odamda yalnızım
Gecenin koyu karanlığı adın
yanıbaşımda

Devamını Oku
Atilla Birkiye

“Yaralı kalmak” bir deyim, içkiye doymamış anlamında kullanılıyor, özellikle de İstanbul’un Aksaray semtinde, meyhanelerde. Anlatıcımız, anılarını yazıyor; bunlar 12 Eylül sonrasında bir birahanede odaklanıyor; ama yıllar sonra yazıyor. Kanla yazılmış bir metin; çünkü yazanın zaman zaman parmak uçları kanıyor!

Yaralı Kalmak İbrahim Yıldırım’ın “Eylül’den Sonra” adlı üçlemesinin ikincisi (Sel yay. 2001) . Yıldırım gerek bu üçlemede gerekse ondan sonraki romanlarında 12 Eylül sonrası travmasını ele alır. Yaralı Kalmak’ı okuduğumdan beri hep “gerçek” 12 Eylül romanı olarak düşünmüşümdür; şayet öyle bir “akım” varsa.

Öteki romanlarında da rastladığımız gibi birinin yazdığı metin romancı İbrahim Yıldırım’a ulaştırılır; bu romancının hiç tanımadığı biridir bazen; burada bir arkadaşım, diye söz ediyor. Arkadaşının genel başlığı “Ruhu Kanayan Birinin Aşk, Şiddet ve Yazı Üzerine Notları” olan defterlerini, Yıldırım yeniden düzenleyerek ve yazarak “roman”laştırıyor. Bu “oyun” romancının özelliklerinden. “Oyun” içeriğin yanı sıra biçim’de de görülür: yazar görsel kullanır, terim-deyim ortaya atar ve açıklamasını koyar (bazen uydurur) , bazı sözcükleri-satırları farklı yazar, dizilişlerini bozar vb.

Devamını Oku
Atilla Birkiye

Dün gece bir yıldız gibi düşüverdiniz, her baktığımda yüzünüze, bir “anlam” var ama biraz hüzünlü. Söylemek istediğim ve bir türlü fırsat diyelim, fırsatını bulamadığım, bir “anlam” yüzünüzdeki. Nedir bu “anlam” beni bunca etkileyen ya da çekici olan!

Uzun yıllardır karşılaşmıyoruz, eskiden sık karşılaşırdık, buluşurduk, bir yerlere gittik, yemek yedik ama sonra, seyrekleşti bu karşılaşmalar, buluşmalar; sonra da kesildi. Her şeyden önce sizi hep çekici bulmuşumdur, bu ayrı, dün gece daha da çekiciydiniz bu daha da ayrı…

[Buradaki “siz”, bir resmiyet değil, tabii ki senli-benliyiz; ne var ki “siz” demek güzelliğine, kadınsılığına benden bir teşekkür! ]

Devamını Oku
Atilla Birkiye

Zeynep elimi tut
hiçbir yere gitmeyeceğim
bir şiiri birlikte okuyalım
yalnızlığını birlikte yudumlayalım

Zeynep saçların ipek gibi

Devamını Oku