sümbülüm
serin yerlere ser gözlerini
ki, yazımın çağanoz mavisinden kalan
ve acı ortaylarına dek senin olan
renk beğensin düş dalımın goncası
Bir ışık doğurdu beni
İçten ve ıslak
Bir akşama salındım
Ne ellerim eldi daha
Ne gözlerim göz
Upuzun ayaklarım da yoktu
çocuktum mamaya çapraz yürürdüm
Anadolu usulü
her meme avutamazdı beni açtım açıktım
çöldüm adamakıllı
çatılar yetişemezdi yağmurumu karşılamaya
ıslanırdım
dillerini uçur da doğduğun yere
Deveci'den devşirsin tüylerini.
peygamber çiçeğinden
yaban gülünden
gelincik gülüşünden
yaz gelişinden.
• Boru – trampet sezonu açıldı. Elden gelenler kaz adımlarıyla ilerliyor. Çocuk gözlerini kenara alın. Görüşümü kapatıyor.
• Çepere çentik atılıyor. Sırtlarında tırnak turları. Terine yelpaze yetişemiyor. Yetiş borsa havlusu.
• Ateşe en dayanıklı imge: Ateş tuğlası.
• Bağışlayın çocuğu; mart damında doğmuş o.
• Gözlerin bu denli gözü dölmüşken havayla halvet olma dedim: Al sana nur topu gibi bir bela.
• Nereye, kök hızıyla nereye? Yer’in İda’ları yedi yerden tıkalı, bilmiyor musun?
• Kanın kökü olsa kin dalında kucak gülleri açardı.
• Papağanıma sordum: Yarın günlerden sabah.
buna yaşama diyorlar
aritmetik aritmi
sabahla akşamı topluyoruz
aç mide
öğlenle ikindiyi çarpıyoruz
ağırlığınca ağrı
ben hayatta en çok
kendi suyumda boğulmayı sevdim
bir taşın yusufgil alınlığında açan
bir su çiçeği
ve ardımda bıraktığım
bu sabah kim
sıfıra yakın
boyuna fular takıyor giz yerleri ak
gel diyorum gülüyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!