dizlerime su yürümüş
dağ kere dağ dümdüz
çayırlar çavlanlar palamutçu meşeler
kaydıraktan düş kaydırma zamanı
ay üssü tokluk
Gün altı komünar salıncakları
sabah çözdü saç örgülerini
gözümüzün ovasına serildi
yılkı yerlerinin yalnızlığı bu
solumasından belli
dilinde bir düdük Bağdat sirenlerinden
şarkısı şarapnel donanmalarının
deri değiştireceğimiz yere geldik sevgilim
bir yıldız çak göğün yüzüne
belki de hiç dönemeyeceğiz buralara
belki de bir daha
ancak tozlarımız bakacak
ballı incirlerin tadına
günaydın sevgilim
bak sana entari çiçeklerinden
bir demet getirdim
bak ne güzel Deveci çiğdemleri
peygamber düğmeleri
keten çiçekleri ne güzel
bugün
serinliğin iyot açması
yel yürümesi serenime.
bugün
dilimin kanatlarında martı çığlığı.
diyorum ya:
sesimi düşürdüm, topla
teleğine yel olsun, uç
rengimi tut, devşir
iç avuç avuç gökkuşağımı
dağıt soluğuna sarıları morları
içinden dışına ilkyaz yürümesi
düşlerimi çıkardım yola:
elinde bir defter, üç-beş yaprak
bir kalem; az açılmış
saçını traş edip üç numara
uğurladım şiir okuluna.
küçülen mendiller gibiyiz
sığıyoruz ceplerimize
varidatlarımızı taşıyoruz
keselerimizde
gözlerimiz küçülüyor
dudakların göl kurusu
ellerin çöl kumu
düşümün üstüne dağılıyorsun
tutamıyorum
ben çıkıyorum zamanın tavsuruna
şaşkın şarabi
bir içimlik üçüncü
dedi ki:
senin doğduğun da rivayet
sen
bir bulutun bam yelinden soyulup
bir dağın kucağına bulmaca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!