Ali Lidar Şiirleri - Şair Ali Lidar

Ali Lidar

24.
ben ki senin için çok cumalar kaçırdım
uğruna bozduğum abdestleri değme sular aldıramaz!
ensenin bitip saçlarının başladığı yer
ilelebet yurt olur diyordum ya ruhuma
o ruh iflah olmaz bundan sonra

Devamını Oku
Ali Lidar

240.

Nereni sakınıp kollamaya kalkarsan orandan sokuyor hayat! Benim sana rağmen bir iradem var demesinin farklı bir şekli bu. Arthur Schophenhauer, karar verdiğiniz her şeyi yapabilirsiniz ama neyi istediğinize siz karar veremezsiniz demişti yüz elli yıl önce. O kadar zaman geçti aradan ama bu gerçek hiç değişmedi..

Devamını Oku
Ali Lidar

241.
Hiçbir şey kişisel değil.. Geçenlerde bir şeye çok sevindiğinden emin olduğum babamın, o an herhangi bir tepki vermediğini fark edip, çaktırmadan göz ucuyla izlemeye koyuldum. Bir süre geçtikten ve kimsenin kendisine bakmadığından emin olduktan sonra hafifçe gülümsediğini ve dudaklarının minik minik kıpırdadığını gördüm. Kısacık bir andı. Ama gördüm. Muhtemelen hep öyle yapıyordu lakin ben ilk kez fark etmiştim. Bir kaç dakika sonra düştü bende jeton. Lan ben de böyle seviniyorum genelde dedim. Sonra üzgün olduğum zamanlarda nasıl davranıyorum diye düşünmeye başladım. Ve bingo! Üzüntüm de tıpkı annemin üzüntüsü gibi. Abartılı, biraz sulu ve etrafa varlığını dehşetle hissettiren türden. İnsan psikolojisinin en uç iki noktası olan mutluluk ve üzüntüyü, daha doğrusu bu iki duygunun sebep olduğu davranışları annemle babamdan almışım. Üstelik onların nasıl üzülüp nasıl mutlu olduklarının farkında bile olmadan yapmışım bunu. Evet. Hiçbir şey kişisel değil. En kendimize ait zannetiğimiz duygu dışavurumlarımız dahil..

Devamını Oku
Ali Lidar

242.
Zaman zaman fikrimi soruyorlar bazı konularda. Herhangi bir şey olabiliyor bu. Ülkenin gidişatı ya da Beşiktaş’ın durumu ya da kişisel bir durumla ilgili olabiliyor. Öyle durumlarda çoğu zaman ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Söyleyecek bir şeyim olmadığından değil, söylenecek şeyleri kafamın içinde toparlayamadığımdan. Ve diyorum ki o zaman, ben bunu bir yazayım sonra konuşalım. Normal insanlar önce düşünüp sonra yazarlar herhalde. Bende ise durum tam tersi. Önce yazıp sonra düşünüyorum ya da yazarken düşünüyorum. Konuşamadığım için yazıyorum diyen bir yazar vardı. Ona benziyor aslında durumum. Tek farkla. O konuşamadığı için yazıyormuş bense düşünemediğim için yazıyorum..

Devamını Oku
Ali Lidar

243.
Eski sevgililerimden biri (o zamanlar eski değildi tabi, ama eskimek üzereydi sanırım) haklı olduğun zamanlar senden nefret ediyorum demişti bana. Ortada bir problem varsa ve haklı olan bensem öyle bir müdafa ediyormuşum ki kendimi, haklı olup olmamamın hiçbir önemi kalmıyormuş. Öyle söyledi. Ve dedi ki, umarım ömrün boyunca girdiğin tartışmalarda haksız olan taraf hep sen olursun. Çünkü haksızlığın verdiği mağduriyet, haklılığın verdiği mağruriyetten çok daha sevimli ve insani.

O zamanlar beddua ettiğini zannetmiştim. Düşünüyorum da yıllar sonra, beddua değil bildiğin dua etmiş aslında. Mağruriyetin kibrindense mağduriyetin hüznü. Sanırım hepimize en çok bu lazım..

Devamını Oku
Ali Lidar

244.
Ben şimdi sana, ben iyi bir adam değilim, bırak, benimle uğraşma diyeceğim. Sen diyeceksin ki yok, sen aslında iyi bir adamsın. Değilim diyeceğim, bu kadar kadın yanılmış olamaz. Bu kez farklı diyeceksin, ben farklıyım. Bunu duymuştım daha önce diyeceğim. Bende ilginç bulduğun ne varsa sana doğru çeken, virgülüne bile dokunmadan aynı şeyleri bahane edip beni terk edeceksin diyeceğim. Asla böyle bir şey olmayacak diyeceksin. Gülümseyerek, bunu da daha önce duymuştum diyeceğim. Konuşmaya yelteneceksin. Sus diyeceğim. Sus. Söylenebilecek her şeyi daha önce duydum. Kendini yorma diyeceğim. Usulca kalk ve git buradan. Ve çıkarken bana bir oralet söyle. Çünkü böyle zamanlarda oralet içmek gerekir. İnsan keyifliyken çay, hüzünlüyken de rakı içmeli. Boktan bir tekrarı durup durup yaşıyorsa da, oralet..

Devamını Oku
Ali Lidar

245.

İlk gençliğimde kendimden başka herkesin aptal olduğunu zannediyordum. Ortalarda tek aptal benim diye düşünmeye başladım. Şimdilerde ise topyekün mal olduğumuzu düşünüyorum. Hepimizin suyuna ilaç katmışlar sanki, ülkece kafayı sıyırmış gibiyiz. Sebep olanların gözü kör olsun. Amin..

Devamını Oku
Ali Lidar

246.

Bir gün hepsi birden bozacak bu oyunu. Hepsi birden, birbirlerinden habersiz delirecekler. Yüzüne bakmadıklarınız yüzünüze tükürecek sizler ne olduğunu bile anlamadan. Alış veriş merkezinde tuvaletleri temizleyen abla sabunluğu kezzapla dolduracak. Otobüs şoförünüz kırıverecek direksiyonu şaranpole. Güvenle boynunuzu sunduğunuz berber çırağı usturayı daldırıverecek derinizin altına. Çay getiren garson fare zehiriyle tatlandıracak bardağınızı. Köy pazarından aldığınız organik domatese bir şırınga siyanür zerk edecek köylü teyze. Sitenizin kapısındaki güvenlik görevlisi jopuyla kafatasınızı paramparça edecek. Son anınızda yüzlerine bakacaksınız o ana dek yüzlerine bakmadıklarınızın. Ve onlar hep bir ağızdan diyecekler ki; oyun bozuldu, artık beraber kaybedeceğiz!

Devamını Oku
Ali Lidar

247.

Bazı insanlar kimseye iyi gelmez. Diğerlerinin mutlu anlarında göze çarpmaz bu. O yüzden problemsiz sokulabilirler sevdiklerine. Hatta bazen bu hal uzunca bir süre devam eder ve o 'kimseye iyi gelmeyen insan' bu lanetin ortadan kalktığı yanılsamasına bile kapılabilir. Ama sonra bir şey olur ve bingo! Elleriyle yükselttiği iskambil kağıdından kule yıkılıverir bir üflemeyle. Sonrasında gözünün değdiği her şey birer ayna olur ve ağız dolusu küfreder kendisine. Lanetli orospu çocuğu diye..

Devamını Oku
Ali Lidar

248.
Beklerken bir kaç saat geçti. Yanımdan üç beş otobüs, beş on kedi, yirmi otuz insan geçti. Parkın üzerinden siyahın bir sürü tonu geçti. Sıkılıp eve döndüm, kumanadaya gitti elim, ekrandan peş peşe programlar geçti. Önümden elinde çay bardağıyla annem geçti. Uzaktan trenler geçti. İçimden kısık sesle söylenen şarkılar geçti. Hatta bir ara içim geçti. Beklerken bir sürü şey geçti, zaman bir türlü geçmedi..

Devamını Oku