Susadı duygularım;
Yoksunluk kapısında beklerken
Zirvesinde bulutlar eksilmeyen
Karşı dağın ardı gibisin
El yordamıyla dokunuyorum sana
Gözlerime nemli rüzgarlar değiyor
Zaman ne seni sarıp sarmalayabildi
Ne öpücüklerini bana uzatabildi
Pul pul dökülen yalnızlığımızın
Tebessümlerini hüzünlerimizden ayırabildi.
Korku tünellerinde koşuşturan bedenlerimizi
Gecenin koynunda rahat uyutabildi.
Temiz,tertemiz toprağa bir yıldız düştü
Gecenin karanlığından sabahın aydınlığına
Ölümün kara yüzünden bir 10 kasım sabahına.
Hüzün,bir güz sabahı yaprak yaprak
Döküldü,bir ulusun gözyaşlarından
Vatan topraklarına...
Sorma bana kalbimin esrarını
Kaç bahar kaç yaz geçti üstümden
Yaprak yaprak savrulduğumda
Saymadım kışlarımı üşürken
Anıların yorgunluğunda...
Sorma bana kalbimin esrarını
Ürkek bir kedi gibi gibiyim sahillerinde
Ve sen yorgun küheylan gibisin
Güneşin yüreğinde,
Karadeniz'im destan denizim
Sana aşkımı anlatacağım;
Biri var ki; senin gibi kara
Sen orada saltanat sür bakalım
Ben burada poyrazına tutulmuş
Yelken gibiyim
Bir o yana bir bu yana sallanan
Rotasını şaşırmış kaptan gibiyim
Gözyaşlarım kurudu çukurlarında
Bulutlar bırakırken kendini
Özlem öyle saldı ki yangınlarını
Düşlerimde bile ararım
O serinleten yağmurlarını.
Elimi uzatsam kulağımda sesin
İçimde yine durulmaz fırtınalar
Sakin ve sessiz bir havada,
Bir küheylanın dizginlerine tutunur gibi
Tutundu duygularım yalnızlığıma.
Ve senden esen rüzgârları
İliklerime kadar hissettim
Seni yaşıyorum;
Dünyamın büyüklüğünce kocaman
Merdivenlerinden iniyorum
Koşar adım yaşamının
Kuytularında öpücüklere boğuyorsun
Gözlerinde iki damla
Sen saçlarında yağmur biriktiriyorsun
Merdivenlerinde gözyaşı tomurcuğu
Uzak mutluluklara dalarken
Islanır gözlerin.
Acıların durakları zamanı durdurur
Senin bakışların
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!