Bakar mısın,gözüm kaldı birtanem
Ver gönlünü al gözümü yüzümden
Sana dair bir gül diktim birtanem
Ver dikeni al gülünü özümden.
Yaşadığın göletlerde birtanem
Şu Afrika...ölüm döşeğindeki hasta
Efendilerin nezaretinde yaşayıp
Efendilerin nezaretinde ölenler
Hiç olarak gelip,hiç olarak gidenler.
Lânetli toprakların
Lânetli kara sularında boğulanlar.
Homurtuları yorgun bir denizin
Sessiz dalgaları gibiyim
Karanlık giysilerini giymiş bir gecede
Yağmurların tatlı fısıltılarında
Sevgilim kıvılcımların yüreğimde.
Susturdum öfkesini yalnızlığımın
Yıldızlar uzadı gökyüzünde
Karanlıkları delmek için,
Ay içerken suları
Sığıntı gölgeler sinmiş
Dağ göletlerine aydınlanmaya inat.
Bir efsanenin engin bakışlarında
İpek şaldan aşk devşirip elinle
Yüreğime nakış nakış işledin
Sözcük sözcük bal damlayan dilinle
Sevdaları şarkı yaptın gönlümde.
Yüreğinden kayıp gitmiş derine
Rüya mı gerçek mi yaşadığımız
Bir bahar günüydü tanıştığımız
Ellerin elimde öylece kaldı
Bu aşkı çağırdı bakışlarımız.
Yüzünde elemin izleri vardı
Gökyüzü vurulmuş yüreğinden
Bulutlardan kan damlıyor
Yüreğin bilenmiş bir bıçak
Ter göl içinde yanıyor.
Derinliğin izbe kuytularında
Evrenin kozmik uğultularında
Yavaş yavaş uzaklaşıp gitmek vardı
Sihirli dünyandan
Ve gittim...
Sessiz ve sakin süzülerek yalnızlığa
Prangalı yüreğim kaldı sende
Bir de duygularım yörüngende
Kızıl ayrılıkları severim
Dönüşünü bildiğim için güneşin
Ufuktan kayan özlemlerin
Şafakta gülüşünü severim
Ayrılıklar ne kadar kanatsa içimi
Dalından düşen solgun yaprakların
Siz hiç sabah güneşinin ışığında
Şiir yazdınız mı? ..
Bir rüzgârın sırtından gelir
Denizi emzirerek,
Çarşaf çarşaf serilir ruhunuza
Irmak olur,derya olur,dize olur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!