O yazdı bu aşk hikâyesini
Ne Mecnun'dan ilhâm aldık
Ne Leylâ'ya sorduk,
Yaşadık,sadece yaşadık.
Ne aşklar gördü bu dünya
Ne aşklar yaşandı ölümsüz,
Ne zaman gülsen gözlerinde
Güller açardı,
Gonca güller gibiydi tomurcuklar
Göz yaşlarında,
Bülbülü kıskandıran şarkılar bestelerdi
Yüreğinde nağme nağme esen rüzgârlar.
Bir gelişin var ki
Gülen yüzünle
Unutulmaz sarılışın
Boynuma
Biliyorum kıyamazsın
Sevgime...
Çok incedir hüzün;
Kopar dalından bir yaprağın
Sessizlik dökülür toprağa
Yüreklerin sokak hıçkırıkları.
Aldanmayın yıldızların güleç yüzüne
Yanan aşk gülümsemesidir
Uzak şehirlere git
Gözlerinin götürdüğü yere,
Şehrin soğuk kutuplarına
Sinmiştir sefillikler...
Oradan dağıtılır geleceğin sofrasına
Kuru ekmekler.
Herşey yarım;
Gözlerimde fer aydınlatmıyor içimi
Donuk bakışlarımda dolunay tükeniyor
Yalnızlık sensizliğe çağrıdır düşlerimin
Uzayıp giden zaman kuşatıyor
İçimde yıldızlarım sönüyor.
Hiçbir şey sen değil,
Sen her şeysin.
Ne kadar biriktirmişim seni
Susmayan özlemini
Yokluğunu tüketiyorum
Baharın saçlarında birikip birikip
Bakarken gözlerinin o derin ummanına
Nehirleri andıran sellerine kapıldım
Yağmurlar çiselerken pencerenin camına
Bir kuş olup konmuştum rahmetinle yıkandım.
Yüreğinin alevi gözlerinde yanarken
Siyah tuğlalarla örüyorlar yaşamı
Karanlık sularında okyanusların
Sokaklar ölüm korkusu
Sokaklar başıboş köpeklerin.
Sırat köprüsü yıkılan dünyanın
Vicdanında tükeniyoruz...
Bu sabah Karadeniz in kalbindeyim
Biraz yorgun biraz hüzünlüdür atışları
Çakıl taşlarını okşuyor
Uysal kedi kımıldamayan yaprak,
Bir deniz kızı ayakları kırmızı
Sessiz ve oynak kımıldanışları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!