Mısır
Mısır'daki evrensel döngü, çok göze batarcasına yaşanıyor! Firavun, Musa neslini katlederken aslında karşıt bir enerjiyi de kendi eliyle inşaa etmiş. Sonrası malum. Yusuf dönemindeki tapınak rahipleri de halkı ilahlarla kandırıp aşağılamış ve malı kadını tapınaklara çekmiş. Bunun neticesi olarak da Firavun, Yusuf peygamberle müttefik olup tapınaklara askeri hareket düzenlemiş ve rahipler zindan atılmış. Her şey açık değil mi? Bu karşılıklı enerji akışı gözlenebilir değil mi?
Mısır, din ve mezhep kavgalarının Peygamberlerin (Musa ve Yusuf) diyarı; Musa, Firavunla mücadele ederken Yusuf döneminde Yusuf, devrin firavununun askerlerini tapınaklara saldırtıyor. Rahipleri zindana tıkıyor. Yani bir dönem Yusuf döneminde Firavun tapınaklara karşı bir peygamber ile müttefik olabiliyor! Musa döneminde ise Firavunun sarayında büyüyen bir peygamberle aynı firavun ters düşüyor! İnanç alanındaki kavganın her yanı ve doruğu yaşanmış. Bu miras devir alınmış.
Moruk
Güncel Türkçe Sözlük; Moruk; 1. isim Gençlere göre yaşlı anne, baba. 2. Yaşlı erkek.
"Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası? " Necip Fazıl Kısakürek
Kurallar
Kurallara uygun yaşayanların yaşam alanı "Kurallar" ile sınırlıdır!
Kural: “1. isim Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam; 2. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke.”
Küllük Gülü
Küllükte yetişen gül, tezeksi kokar!
Perde, harika da arkası berbat...
Köylerde küllük olur, hayvanların tezeklerini biriktirildiği açık bir alandır! Küllükten geçerken tezek kokusu insanın burnunun direğini kırar! Bazı küllüklerde çok güzel, kokulu güllere de rastlanır! Ama tezek kokusundan dolayı o güllerin kokusu algılanmaz! Ya da tezek kokar!
Korku
Korku nedir?
Belirsizlik halinin sonucundaki tehdit algısı, olumsuz bir his, savunma refleksini harekete geçiren bilinçli veya bilinçsiz hal.
İnsan davranışları iki ana güdü ile yönlenir! Korku ve ödül; Cennet ve Cehennem! Bu iki ana yönlendirici dengeli olarak işletildiğinde olumlu sonuçlar verir, denge bozulduğunda ise olumsuz sonuçları olur!
Madde Antimadde
Madde ve mana; somut ve soyut; bina ve proje! Madde ve antimadde konusu da buna benzer! Madde somut, antimadde soyut; yani soyut tasarısı olmadan somut maddesi olmaz! Madde somut, anti madde soyut; mana maddeyi oluşturduğu gibi anti madde de maddeyi yansıtır! Bu var oluşun tersine doğru bakar isek daha iyi anlaşılır. Soyut bilgi paralelde somutlaşınca madde oluyor ya işte somut madde de ayrışınca yani anti maddesiyle karşılaşınca birbirini yok eder! Öyle ise paralelken görünen ahenk, karşıt durumda tersine işler ve ortadaki madde de algılanamaz olur! Konu kapsamlı. Bunu tüm evrensel gözlemlerde kullanabiliriz!
Madde ve antimadde konusunda maddenin karşıtı değil antimadde! Antimadde maddeyi doğuruyor, anası yani. Madde evlat, antimadde ana. Antimadde, madde ile görünür oluyor; madde, antimaddeye geri dönünce yok oluyor. Anti madde, ebedi; madde, fani oluyor!
Levh-i Mahfuz’daki Kuran
Levh-i mahfuz, kurana da kaynaklık etmiş ama kuran bu kaynaktan koparılmış. Bu nedenle insanlar eski öğretilere saplandı.
Kainat kitabı derim ben levh-i mahfuz’a; kainat, evren okunur aslında. Tüm bilimler evrenden çıkar, evreni okur! Matematik, felsefe, tıp, astronomi, kimya, fizik gibi ilimler evreni okur! Hani “Tüm ilimleri bilenlerce tefsir edilsin kuran” denmiş, zamanında! İşte bu ona benzer. İlimlerden bağımsız tefsir olmaz. Her müstait kendi tefsirini yapmalı aslında, bu ortak bir data oluşturur. Sınır koyulmaz ise anlayışa, sınırsız olan kuranın da anlayışı sınırlanmamış olur; yoksa eski zaman nakillerine kurban edilir muhteşem bir kaynak…
Kutsal Savaş
Kutsallık, değer verilen ve korunan kapsamında! Kim, neye değer verip koruyor ise o, onun için kutsaldır! Herkesin değer yargısı aynı olmak durumunda olmadığı için çelişen değerler üzerinde üç durum var!
1. Durum: Herkes, birbirinin kutsal değerlerine saygı gösterecek ve ilişmeyecek!
2. Durum: Herkes, kendi kutsal değeri için savaşacak!
3. Durum: Herkesin kutsal değeri kendince olduğundan kimse diğerinin kutsal değerini, kabul etmek, saygı duymak, kötülemek veya engellemek konumunda olmayacak!
Kutsal Vaat Sorgulanmadıkça Vaat Savaşları Bitmez
Vaat ve övgüler, sorgulanmalı! Yoksa kutsal vaat, sorgulanmadıkça vaat savaşları, bitmez!
Filistin, “Vaat edilmiş topraklar” olduğundan savaş bitmiyor! İstanbul'un fethi övülmüş olduğundan, fethedilene kadar defalarca kuşatılmış! Fethedilmeseydi bu kuşatmalar devam ediyor olacaktı! Fatihten önce de İstanbul defalarca işgal için kuşatılmış. Yani Vaat varken barış olmaz! İstanbul’u fetheden komutanın övüldüğü söylendiği için bu macera devam eder! Vaat ve övgüler, sorgulanmalı! Yani birileri yeterince güçlenince, övgüye layık olmak adına maceraya girebilir! İstanbul, şimdilik rahat görünüyor ama bu ileride birilerinin övgüye layık olmak için harekete geçmeyeceği anlamına gelmiyor!
Roma, direnebilse bile Fatih, barış yapmazdı. Vaat var, fetih için. Bu ayrıntı, önemli! Filistin için de Musa vaadi var! Yani Museviler vaat edilen yerler için mücadele vermeyi ister!
Kodlar
Kod, harf, şifre! Kurandaki “Huruf-u Mukattaa” bazı surelerin başında geçer!
İnsan davranışları algıya göreceli! Algılanan her şey, hafızaya kaydedilir ve bir arama kodu oluşturulur! İnsan, hadiseler karşısında o kayıtlı koda göre bilinçli veya bilinçaltı bir davranış geliştirir! Küçüklüğünde köpek tarafından ısırılan bir yetişkin, “Köpek” ismini duyduğunda, resmi gördüğünde veya bizzat köpeği gördüğünde önceden “Korku=Köpek” şeklinde kodlanan durum devreye girer! Kişi “Köpek” ismini duyduğunda, resmini gördüğünde ürperir, bizzat karşısına çıkınca da muhtemelen kaçar! Bu şahsın bu durumunu bilen birisi “Köpek” kodu kullanarak bazı davranışlarını etkileyebilir! Mesela çok basit bir örnek; bir ortamda o hedef kişinin bir içeceği içmesi amaçlanmış olsa, tüm bardakları “Köpek” desenli seçip hedef kişinin bardağını sade desenli olarak sunmak gibi; kesin olmasa da muhtemelen böyle bir yönlendirme mümkün! Küçük çocukları izlemiştim; biri evdeki koltuğa bir şaka tuzak yerleştiriyor ve diğer hedef çocuğa, tuzaklı koltuğu göstererek “Buraya akıllılar oturur, ben kendim oturacağım; sen aptalların koltuğuna, karşı koltuğa otur! ” diyor! Çocuk o anda “Akıllı olma, aptal olmama” ile kodlanan aslında tuzaklı olan koltuğu koşarak kapıyor! Tabi ki koltuktaki yapıştırıcı veya iğne şakasına da kendi isteğiyle düşmüş oluyor! Kuyumcuda küçük bir çocuğa; “Dilediğini alabilirsin! ” dendiğinde, oradaki rengarenk balonları tercih etmesi muhtemeldir!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!