Ahmet Bektaş Şiirleri - Şair Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş

Aydın

“Kısa kes aydın havası olsun! ” Bu sözü çok severim. Sözün değeri kısa ve öz oluşunda saklı. Aydın kişinin sözü kısa ve öz olur!

"Aydın" diye bir makam olmaz. Herkes kendini aydınlatana "Aydın" der, yoksa aydınlar makamı aslen yok. Aydınlık da kimsenin tekelinde değil.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Aşk’tan Öte

Bir sır var, çözemiyorum.
Bizi birbirimize böyle güçlü bağlayan…
Hiç yabancılık çekmedik bak tanışız ezelden.
Gönül kapısını rast gele açmıyor,

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Aşk Yanılgısı

Aşk denince ilk aklıma Yunus gelir, sonra Mevlana! Sonra da aşkın kölesi olan insanın benliğinin nasıl yok olduğunu görürüm! Hatta aşk çukurunda debelenmenin de bir seyir olduğunu, kimilerinin bu çukurda kaldığını kimilerinin de kalkıp yoluna devam ettiğini düşünürüm!

O halde aşk sadece bir durak, durakta ebedi kalınmaz! Bu hal bir iş için bir yere gidenin bekleme salonunun güzelliğine kapılıp asıl işini yapmayı değil de orada beklemeyi seçmesi gibidir! Oranın güzelliğine ve zevkine takılır kalır! Bu zevk ise hem geçici hem de yakıcıdır! Çünkü orada bekledikçe oranın sakinleri de huzursuz olmaya başlar! Ve devamlı değişen bir hale uyum sağlayamadığından ya da değişen ve gidenlerin ardından hüzün duyması da bunun negatif yanı.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Bilgi Akışı

Önce bilginin nasıl üretildiğine bakalım, bunun için iki öngörüm olacak!
Birisi, ilk insandan günümüze bilgi kapsamında her ne üretilmiş ise miras olarak üzerine eklene eklene günümüze gelendir!
Diğeri; ilk insanın da son insanın da ilk bilgi (elest) dahilinde açılım yapmasıdır! Bunlardan hangisi kabul edilse diğerini gösterecektir!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Bir Derviş İle Sohbetim


Deli ve derviş ikisini de severim. Çünkü riyasız olurlar! Beklentisiz ve sade, açık, içinden geldiği gibi konuşurlar!


Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Altta, Üstte Veya Önde Olmak

Alttakiler ve üsttekiler; toplumsal mücadele bu ikisi arasında olur. Kapitalistler ve halkçılar; firavunlar ve ezilenler şeklinde toplumda yansır. Ben buna her yavuzluğun bir uyuzluğu olur şeklinde bakıyorum.

Egemen olanlar yavuzluk yapar ve alttakileri ezer. Alttakiler bilinçlenince ya da başka egemenler onları kullanınca güçlenir ve onlar da yavuz olur. Önceki yavuzlar da uyuz olur. Deveran bu şekilde işler.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Asıla Dönmek

Bin suret toplansa bir asıl etmez!

Çıplak yazacağım, namahrem olanlar bakmasın!

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

AŞK’IN KÖLESİYİM

“Güzelliğin on pare etmez bu bendeki aşk olmasa” dedi Âşık Veysel

“Hamdım, piştim, yandım” demişti Mevlana
Ben de eklemek isterim kendi açımdan

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Anı

Bakınız bir anımı anlatacağım.

Yüz binleri aşan hem de yüksek tahsil sahibi İmamların halini anlamak açısından bir anımı anlatacağım. Ankara’nın merkezi Çankayada bir büroda sohbet ediyoruz. Aramızda benden genç bir imam da var. Aramızdan birisi gazetede gördüğü haber (İşgal altındaki bir ülkede kadını işgal güçlerinin askerleriyle zina etti diye taşlamışlar, recm ederek öldürmüşler; işgal güçlerini çağırıp onların marifetiyle topraklarından Rusları kovarken “Allah bize bu şekilde yardım ediyor diyorlardı! ” orayı karıştırmayalım…) üzerine imama sordu; “Dinimizde recm var mı? ”, imam; “Evet var” der demez ben imama dedim ki; “Hangi okul okudun? ”, imam; “İlahiyat” ben dedim ki; “Git cami yakın bir kuran getir, o sayfayı bul; ben o sayfayı koparıp yiyeceğim bu kadar kişi içinde! ” İmam kızardı, dedi; “Kuranda yok da uygulama olmuş” Ben dedim; hocam yapmayın bunu, sizler yapmayın bak maaşınızı bu fakir toplum veriyor; onlara bunu yapmayın. Kuran 23 yılda nazil oldu, zina konusundaki uygulama eski dönem uygulamasıydı, zina konusundaki müeyyide ayetlerinde de öldürme yok! ; recm taşlama da çok eski zaten. Buna ilk karşı koyan İsa peygamberdir. Maria(Meryem) Magdelena’yı fahişelik suçundan taşlamaya kalkan kalabalığa “İlk taşı günahsız olanınız atsın” diyerek karşı çıkmış. Ve onlara kendi içsel hallerini göstererek, kendi kötülüklerini seyretmelerini sağlayıp Maria’yı kurtarmıştır.

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Esma-İşleyiş

Evrendeki işleyişin tamamı Esma (isimler,sıfatlar) nın yansıması. Esmanın iyisi veya kötüsü olmadığından insana izafidir yansıması. Yani insan kendine uygun olanı “iyi”, uymayana da “kötü” görür.

İşleyiş zincirleme her şey birbiriyle alakalı, Döngü var. Döngü içinde entropi bu boyutta var. İnsan hücresi her yenilenişinde küçük bir eskimeye uğrar. Buna yaşlanma diyoruz. Tersine entropi işleyişine tekamül diyebiliriz.Bebek büyürken tersine enropi işler. Ruhlar da tekamülünde tersine entropiye tabidir. Yani her deneyimde gelişir. Ruhun bu gelişimi pozitif ya da negatif olabilir. Sonuçta +,- ikisi de değerdir. Negatifte yol kat eden ruh, farkındalık ile bu mesafeyi pozitife taşıyabilir. İnanç ile bilmekle bunu başarabilir. Yani göreceli olarak günahkar biri farkındalığa ulaşabilirse tüm negatifini pozitif olarak kullanmaya başlar. Yani işaret değiştirir… Bunun kolay olmadığı açıktır. Çünkü negatifte gittiği kadar pozitifte olacak. Sıfır noktasına kadar olan kısım için mutlaka bedel ödeyecek. Bu ödeme otomatik işler. Ve pozitifteki yeni yerinde onu bekler. Bu işleyişi Cennet /Cehennem olarak düşünebiliriz. Günahı kadar yanmak veya sevabı kadar harcamak…

Devamını Oku