37 û 34
bedena min bu goristana bê dawî
tê de radizên ar û rondik
li yalî kî madimak
li yalî kî roboskî
ağla ey insanlık!
toprağın kızıla boyandığı,
sokakların kan ve barut koktuğu,
silah seslerinden kuşların göç ettiği
insanlığın diri diri yakıldığı zamana ağla
ağla ki bu ateş sönsün...
Ah şu gözlerin var ya
Deryasında boğulduğum
Belasından kurtulamıyorum kaç zamandır
Devrik bir cümle gibi düşüyor sözlerime
Gecelerime seni katıyor
bir avare gibi kıyılarında geziniyorum
bazen gözlerin canıma kasteder
bir yaz akşam serinliğinde
bazende kendiliğinden ölürüm
göz alabildiğine karanlıklardayım
hışırtısına karışır yaprakların tüm melodiler
ve ben yine aynı yerdeyim
anlaşılan vakit kalmadı
davet var bilinmeze
tarifsiz AN lar içindeyim
suyu çekildi bakışlarmın
rütuşsuz sülietler arenasında
kahreden bu son gülüşler
Öyle bakma be anne
sana karşı zaten suçluyuz
biliyorum affedeceksin
senin gördüklerini fırat görse
tersten akardı demiş şair
suçluyuz anne suçluyuz
ay düşer gökyüzünden,
yitirdiğim düşlerime.
ıslanır çığlıklarımın sessiz gölgesi
ve parçalanır,
atom misali,
geleceğe dair umutlarım.
ölüm kokan sokaklarıma can gelsin
bu kahpe zamana inat
bir hayasızlığa daha tahammülüm yok
güneşe ne zararım dokunduki
sımsıcak düşlerimi
zemherinin ayazında dondurdu
gecenin gizine karışırım
farkedenim olmaz
çözemedim düğümünü bir türlü birbirine dolanan
bu devrik uykusuzluğun
bedenimin hafiyesi gölgem bile yok artık
bir ben varım bir de içi boşalmış düşlerim
gün aynı gün
rüzgar aynı tonda
sen buralardan gideli
ben eski ben değilim artık
omuzlarımda dargın bir kalbin ağırlığı
dilimde tekrarlanan son veda sözcüğü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!