Önce bir şeye değdi
Değer miydi
Daha tanımıyordu bile ellerini
Saatleri azletmiş bir sarkaç gibi
Sallanıyordu iki yanında
Fakirliği anlatan filmdeki oyuncuyu
Ödül töreninde görünce anladım
Samimiyetin de bir sınırı varmış
Demek bu yüzden tuvalet ve smokin
İnsana çok yakışırmış
Kondum ve oldum
Eksiktim uçarken
Ağladım ve oldum
Eksiktim gülerken
Bir parmağın ucu peşimize takılmış
Dürtüyor
İşaret ediyor
Oramızı buramızı karıştırıyor
Sinir oluyoruz
Bir kalıba dökülmüş neşem
Kuruyor
Alnımda gözlerimde dudaklarımda kabaracak
Ağıtım, sızım, öfkem
Bir ifademde donacağım
Uçar gidersin sonunda
Her büyük şehrin
Bir havaalanı vardır
Pencereden bakar tıkanırsın
Kılcal damarlara benzeyen sokaklara
O sokaklarda kalp atışların
Bir sandalyede otururken
Başka ahşap odalarda tekmelenirken başka sandalyeler
Zaman ıslak bir çarşaf gibi asılmışken
Yağmurun gözü kara bir dublörü gibi damlarken
Her yeni şarkıda makam değiştiren yaşam
Bir yangın gibi tutuşmuşken
Neyim ben
Okyanusta yüzen yalnız bir köpekbalığı mı
Avlamaktan ve avlanmaktan korkan
Yeni keşfettiğim uzuvlarım gibi
Gözlerim kulaklarım aklım
Duyuyorum bakıyorum görüyorum
Boşa çıktı gün
Tembel bir köpek gibi yatıyor öğle sıcağında
Bütün çiçekleri toplanmış
Arıları ölmüş sanki baharın
Lekeli bir çarşaf gibi serilmiş ömrüme
Hayat size güzel diyemem
Ama
Şiir size kolay
Bilemem ki
Tendeki morlukları çıkarır mı
kısa ve öz