Yaşarken
Bir boşluğun içindeymiş gibi her şey
Her öykünün son noktası konulacak
Ve kahramanlar kalabalıklara dağılacak
Karanlıkta kalmış da porselen dükkanında
Çarpa çarpa arıyor gibi elektrik düğmesini
Serçe parmağını oynatsa bir kırık daha
Ayakları çıplak, yere saçılmış kırdıkları
Sorsan, pişkin pişkin ışığı arıyorum der
Bütün koltuklarına oturulmuş hayatın
Yaslanacak bir duvar bile kalmamış
Ayakta kalmışım
Sırtımdaki küfede kendi ağırlığım
Gözlerini kaçırıyor yüzüne baktıklarım
Yabancısıyım sanki bu dünyanın
Küçüktüm
Gözlerim ellerime geçse
Taş diye suya atardım
Körü körüne meraklıydım
O
Bir transatlantikteki
Balo salonu gibi dünya
Sürekli makyaj tazeliyor bir kalabalık
Okyanusa açılıyor bütün kapılar
Yüzgecini görüyorum insanların yüzlerinde
Gerisi köpekbalığının
Yalnızlığımın tribünleri vardır
Bazen bomboş
Bazen fanatik taraftarlarla dolu
Çığlık çığlığa
Yabancı madde atılır
İçine hiç girmediğimin o binanın dış duvarlarına
Çok gün oldu gölgemi düşürdüm
Adımlarım duyuldu ya da duyulmadı
İçeriden çalınsaydı kapılar
Zaten dışarıda da yoktum
Makasla kesilmişti
Bir tekne çözmek istiyorum
Açıklarınızda bana da bir yer var mı
Açılmak
Heyecan veriyor
Kanatmadan soyamazsınız kabuğumu
Çevrilemez başka hiçbir bir dile
İçine içimi döktüğüm Türkçem
Ülke
Yüz milyon kapasiteli dev bir stadyum
Kumsalda kaybolmuş yeşil bir bezeyle tanesi gibi kalıyor çim saha
kısa ve öz