Zaten çok çekmiştik güzel insanlardan
Magazin dergilerinden
Kalkık burunlu
Geniş alınlı festival aşklarından
Bilenler çıktı bir de
Yanık bir tense zaman
İltihaplı bir yaradır
Madımak
İkisinde Temmuzun
Çığlıkları uzun uzun yankılanan
Aylaklık mühendisiyim ben
En büyük başarım en rahat yatışımdır
Her şey olacağına varır der
Banklara, çimenlere uzanırım
Mavi gök üzerine yeşil dallar boyarım
Sonra kuşlar kanat çizerler bulutlara
Ne zaman damlasan aklıma
Dağılıyorsun
Seni düşünemiyorum bile
Sadece bir çaba
Çapa mı dedim
Paslanmış metal sesi susmaktan
Karanlığın içinde sıkışmış
Unuttuğum anılarımın yayı
Dizelerin içinde tin tin eden imgeler
Eski bir resmin içine dalarak
Kurşun kalemle çiziyorum
Arar mıyım bu ânı da
Bir anı olup çerçevelenince
Değeri sonradan anlaşılıyormuş
Şimdi tadını alamadığımın
Etmeye doğru akarsın
Etmelere doğru
Önce biter bir hoşluk
Eksilir
Nisan bahçesinden esip de gelen ıtır
Soğutmalara doğru göğsündeki gümüş bıçakları
Sevgili dünya
Burnumu ne de güzel sürtüyorsun
İpini koparınca yükselen
Sonra da yere çakılan bir uçurtmaya
Rüzgarınla toprağınla yaptığın gibi
Öyle bir tasmam var ki
Taşlaya taşlaya
Bir tane dişi kuş kalmış
Yaşlı gözlerle
Bakıyor kurtarıcısının gözlerine
Nuh da bi çare
Peygamberliğinden utanmış
Bilemedim ne söylesem
Öyle bir sabah işte
Biraz uykusuzum
Ama ağrım sızım yok çok şükür
Dinginlik mi desem yorgunluk mu
Düşünmüyor gibi düşünüyorum
kısa ve öz