En başta kapatılmıştı telefon suratına
Sen ise bir roman dolusu konuştun
Şehit adı verilmiş üç ağaçlık parkıyla
İçi varoştu mahallenin dışı otoban
Sandın ki
Sahildeki en güzel çakıl taşı
En kızıl sabahta
En erken
En meraklı yürüyüşün ucunda
Gözlerim var şeçen
Çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz
Bize göre kısa sürecek zaman gibi
Acı da ahlak da göreceli
Biraz görün biraz görmeyin
Biraz duyun biraz duymayın
Her şey çok güzel olacak
Gelecek çoktan geldi geçti
Vaktin tek hali kaldı
Geç
Sabah geç akşam geç gece geç
Geçmiyor bir türlü geçip gitmiş o şey
Omurgam paslanıyor gün gün
Gökyüzünde durduğu gibi durmuyor oksijen
Susuzluktan ölürken su sesi duyuyorum
Yerler ıslanıyor plastik hortumlarla
Dizlerimde kirli su damlaları
Çocukluğum
Yeni doğan kardeşi bildi
Kıskandı
Seni tanıdığım yaşlarımı
Yetişemedim sanmıştım ama yetişmişim
Olmadı sanmıştım ama olmuş
Yaşamadım sanmıştım
Fark etmemişim
Geçmiş
İki kişi arasına sıkışmış kirleri temizlemek için de gerekli
Ayrılık
Ayrılmasaydın anlayamacaklarını anlaman için de
Eğilip de yerden alıp o düşmüş kalbini
Ne kadar uzaklara fırlatabileceğini görmen için de
Kabuğunu soyup soyup kanattığın yaralarının
O
Sen olsan ne yazar
Zamanın toprağına boşalır bu gerilim
Elinden elime
Oradan çıplak ayaklarıma
Hep varlar
Dudaklarında sigara
Cenaze namazı ardından
Konuşmaya gelmişler dünyaya
Meraklı pencereler gibi gözleri
Her türlü acının geveze seyircileri
kısa ve öz