Şimdi
Bir sözcük gibi
Gözlerimin gölgesinin düştüğü dizelerde
Alfabeden bu yana
Sonsuzluğu okuyorum
Her dilin en güzel şairi bebekler olmalı
Yeniden doğuyor her sözcük ağızlarında
Dil insanı öğreniyor yeniden
Kimmiş ki bu
Alfabebek
Doğruların bile amigolarını sevmiyorum
Heyecan sadece tribünlerde ise
Ha ben namusluyum diye bağırmak
Anla ki
Şair, şiir için gerekli
Aça aça papatyalar
Kırlaşacak baharın saçları
Her renk
Unutulmuş kitap
Hicretin pencere pervazında
Kapağının son kapandığı
Evvel zaman içinde
Yılanlar gibi kıvrılmış içinde cümleler
Altın Boynuz’daydık
Yanık ufuklar üzerinde
Kavruk İstanbul tepeleri
Hizaya gelmiş yıldızlar gibi pencereler
Binlercesi
Göz gözeyiz hepsiyle
Saniyelerin gözleri vardır
Bir göz kırpmasından bir göz kırpmasına
Anlarla yaşarsın
İçinde yaşadığın okyanustur zaman
Kumsalına çıkmadan anlayamazsın
Görüntün de gitti
Antenimi çevirdi poyrazın
Bir kiremit kırdın
Kaçarken damdan
Artık damlar üzerime
Seni hatırlamanın yağmurları
Bir lamba yanacaktı karanlık bir sokakta
Bir tarafı gölgede kalacaktı yüzünün
Daima
Zaten bir gezegen bıkardı gündüzden
Gece olmasa
Gülü sevsem dikene düşman dersiniz
Beyaz giysem siyaha küsmüş
Ekmek yesem komünist olurum
Peynir katsam baron
El sallasam
Ellerim şekilden şekle girer de gözlerinizde
kısa ve öz