Tutkun
Tutamamaktan
Tutmak için tutuştuğunu
Hiçlik değil ki
Her yerde var olan yokluk
Aynanın yüzeyi gibi şimdiki zaman
Yıldızlı bir gökyüzü yansımış
Sen bakınca bebek
Zamanın açmış açmamış çiçekleri
Biriniz geçmiş
Biriniz gelecek
Çarşıda bir kebapçıda
Duvarda asılı eski bir resim
Beşiktaş’ın maça çıkan ilk onbiri
Samet, Ziya, Mehmet Ekşi falan
Rıza daha çocuk
Sararmış resim
Baba derdim değil mi sana
Konuşmayı ilk söktüğümden bu yana
Artık aklımda
İçin için söylenen
Sökülmüş bir cümlesin
Kelimelerim saçılmış dört bir yana
Daha baba olmadım
Dudaklarının arasından doğmuş
İki harfim sadece
Kim bilir ne anlatmak istemiştin
Ba ba ba diye söylenirken
Üzerime alındım hemen
Hayat hep canlı yayında
Ben kaydediyorum kuş seslerini
Çiğ yağmış toprağın kokusunu
Çıplak ayağımın üşümesini
Bu soğuk sabahın erken saatinde
Ben ki
Neler neler hayal ettim
Hiçbirini başaramadım
Tembellik mi
Yeteneksizlik mi
Bahtsızlık mı
Sahnesinde durduğum kadar
Koltuklarında da oturuyorum ömrümün
Oynarken yalnızım
Bu bomboş tiyatro salonunda
Ne yaparsam yapayım bir oyun olamıyor bu yüzden
Çok kendindesin
İstiklal caddesi kadar kalabalık gözlerin
Yer bulamıyorum
Uçsuz bucaksız tenhalığım nasıl sığınsın sana
Hayır öyle bir dileğim de yok
Sen yerini seven bir çiçek gibi sevdin
Karanlığın uzak dallarında gizlenen
Bir baykuşun sesiyim
Yüzümü görürseniz sesimi duyamazsınız
kısa ve öz