Gerçekten de var mısın haşmetli gerçek
Sonsuz şeritli bir yol mudur şu koca evren
Nereden nereye
Kaldı mı
Öyle bir soru
Duvara çakılmış bir hayalet çivi gibi
İşlevini unutmuş
Taşıdığı resimler çoktan düşüp kırılmış
Dün bugün yarın
Sen ki bakmadan görürdün
Okudun göremedin
Yansıtan yerlerimde göründü yüzün
Olabilir de
Olmayabilir de
Mesele etmemeli bunları
Yelkovan ve akrep doğmadan çok önce
Henüz yıldızların delinmediği zifiri bir karanlıkta
Kainat
Hangi yöne baksam sonsuz
Şükretmenin sonu yok
Hep daha kötüsü var
Daha ağrılısı
İçini boyayan bir renksin
Tasarlanmış boşlukların
Dalga boyu gibisin ışığın
Renk senin sayende
Ama gören benim gözlerim
Zaman
Gönlün en geniş çerçevesi
Kuyu suyunda yansıyan aydan
Basamak basamak inilen karanlık
İyi insan mutludur
Üzgün olabilir
Büyük acılar da çekebilir hayatında
Ama mutludur
Işık gibidir mutluluk
Sabittir hızı
Bir şiiri başka bir dile çevirmek gibi
Yalnız yaşamak
Yaşadığın şehirde
İmkansız şey
Gördüğümü duyduğumu anladığımı
Gördüğüne duyduğuna anladığına çevirmek
Zaten iyi bilirdik onları
Zaten cennetti tozdukları
Koparıldı da soldu da öldü
Tekrar açacakmış orada
Sonsuza dek
kısa ve öz