Dışarısı çok karanlık
Yetmiyor yıldızlar aydınlatmaya
Boş bir odada
Uykusuz geçen sonsuz bir gece gibi zaman
Siz
Bu duyduğum
Bir yas
Eğer lacivertse ölüm
Göğün en açık mavisi bu gördüğüm
Zaman ise bir kördüğüm
Birden kaybolunca bu parmaklıklar
Nerede olduğumu unutacağım
Ne hapisliğimi hatırlayacağım
Ne de anlamını özgürlüğün
İnsan yan yana daha güçlü
Ama daha az insan
Yalnızlığı
İnsanı insan yapan
Tekillik vardır
Olmuşun tam ortasında
Bir dudağın diğer dudağa ilk kez değdiği
Mutluluğa teğet bir nokta
Zaten var olan olur
Ezberlenen
Hemen yanımda
Çığlık çığlığa yeşil
Çiçek açmamış daha
Üzerinde bir Mayıs güneşi
Çimenlere yapraklara bürünmüş
Haykırıyor milyonlarca
Bir sandalye, der şair
Sandalyelik baş konsolosluğuna ithafen
Tüm bireyleri üzerine alınır
Sandalye halkının
Atölyeden yeni çıkmışlar
Bir zenginin salonunda masa başı çalışanlar
Gözlerim gözlerindir
Beraberce seyrediyoruz hayatı
Yalnız mıyım ben şimdi
İçimde sakladığım her şey
En korkusuz itirafımdır…
Yazmayayım diyorum kendimi tutamıyorum
Bu kadar da mavi olunmaz ki
Şirin mi sandın kendini
Yelkenin vapurun kuyruğunda
Otuz iki dişinle pis pis sırıtıyorsun
Uyuz
kısa ve öz