Ellerim içinden geçti
Bir hayalet gibiydi
Dokunamadım
Çok dokundu bana
Bir pencerenin kalın perdesiydi göz kapakları
kin
içimde öfkeli ve sakin
köprüden sarkan bir bedende
korkulukları sıkması gibi parmakların
sımsıkı tutuluyor
tek umudum sonsuzlukta
bir türküdeki ağıtın
sonsuzluğa boşalmasında
tınlamasında içindeki hüznün
doğduğu yerden
milyonlarca ışık yılı uzakta
Gülerek gecen ender günlerin
bitmez tükenmez zor günlere karışmış kokusunu duyuyorum havada
Efkarlandım
mazide kalan güzel bir günü hatırlayınca
Şu durmadan dönen dünya
Kim bilir kaç tur bindirmiştir bana
Neyi kovalıyordum ben
Ne içindi bu yarış
Ödül neydi
Onu gördüğüm zaman
yastığımda akrep görmüş gibi oluyorum
uykusuz geçen bir gecede
uyanıp da ışıkları açınca
kana kana içtiğim kuyu suyunda
Teker teker girdiler içeri
Yüzlerini ahşap askılara astılar yüzlerinde
Birbirinden güzel kulakları vardı herbirinin
Çıkarıp mahfazalardan kafalarına taktılar
Bir sağa bir sola
bebekken bebekti ama
çocukken çocuk olamadı
sonunda bu yüzden
adamken adam olamadı
11.07.2007
Onca sözcüğün ardında
Dilleniyor iki kişlik susuş
Ansızın duyulan bir yanık kokusu gibi
Her şeyi unutturuyor
Tuhaf tuhaf baktı bana
Bana dediysem
Ben değildim bahsettiğim bu ben
Sadece O'nun konuştuğu -ben- di
Kaşımla gözümle
kısa ve öz