Sus sevgilim,
Hiçbir şey söyleme;
Geçtiğin yollar,
İçtiğin sular konuşsun.
Büyüdüğün toprak,
Kokladığın hava konuşsun.
Çarşambayı sel aldı, türküleri sevdim yel aldı
Keşke sevmez olaydım, elim sigarada kaldı
Oy ne imiş ne imiş aman, kaderim böyle imiş
Güzelim türküleri sevmek, boğuk bir duman imiş
Çarşamba yollarında, tütünler omuzlarda
Türküm tütünü mesken mi tuttun
Gördün yeşil harmanı beni unuttun
Dile gelmeye yemin mi ettin
Gayrı dayanacak özüm kalmadı
Mısraya yazacak sözüm kalmadı
Bir ışıltı düşerse
gözlerinden gözlerime,
Bir sıcaklık biterse,
Ellerinden ellerime,
Veya bir kere seslenirsen
Seni seviyorum diye,
Kurbanıyım bir çift tutam bakışın yine,
Nedir benim çektiğim, bakışlardan böyle..
Alır beni benden, çıkarırlar içimden,
Nereye götürürler bilmem ki böylece!
Karanlıkları istemiştirim halbuki;
Kalk ve gidelim hadi,
Mecnun yola yukarı.
Cepte beş lira cari,
Yokta varlık diyarı.
Kalk ve gidelim hadi,
Bana bir kelime öğret öğretmenim
Gelmelerden gitmelerden arınmış
Ve içimde hep kalacak olan kamış
Rüzgar estikçe hep kımıldasın içim
Ve ben o duyguyla sonsuzluğu içeyim
Karıncalar, ne olur gelmeyin üstüme üstüme
Şimdi süsleme vakti değil kolumu bacağımı
Karınca kararınca benim de yapacaklarım var
Gencecik yaşımda şenlendirmeyin ocağımı
En iyisi mi sizler şimdi usul usul yollanın
Senden insaf diler yarın
Af diler tüm günahların,
Sanma senin yoğun varın,
Gönülde kalandır karın
Haydi sev beni, kuş tüyü özlemlerle yaşayalım,
Paylaşalım haylaz neşemizi ve kurnaz kederimizi.
Gün gelip gülelim, aylar geçip ağlayalım,
Kara yazgı gelmeden de nokta koymayalm.
Haydi sev beni,bulut ötesi özgürlüğü tadalım,
Ahmet gerçekten mi? Sen artık yok musun? Paydos mu dedin bu dünyaya... Bak bunları ağlayarak yazıyorum umarım bu bir şakadır...