Gölgemden geçti anılar birer birer,
Yokluğunun sırrında aradım seni.
Çevrem pür karanlık, elimde bir fener,
Güneşsiz bir alemde aradım seni!
Damarımı zorlayan müthiş bir varlık;
Çekilmez dakikaların ardına saklı
Ayrılık kokulu hastane odaları
Dar ümitlerden geçirsen de cananımı
Bin yürek ona uzattık kollarımızı
Sen, bin bir kötülüğe pençe vuran dilber
Sana sevgilim mi ol dedim
Ortamın bunca çetrefilliğinde
Aklımda binbir türlü düşünce
Sana sevgilim mi ol dedim
Ki sen, adım adım yaklaştıkça bana
Gözlerimin içine bak
Cehennem çukurunu gör
Dışarıda binbir güzellik
Bendeki uçurumu gör
Benimle gir girdaba
bu gece gökte şölen mi ne var
hovarda türküleri eşliğinde
yeryüzüne düşer manevî düşler
ve sesleniyor ansızın düşeşler
besbelli kafayı bulmuş birileri
Hey sen! Herşeyden vazgeçen halinle oturan miskin miskin
Bir bak takvimin sayfalarına, zamanın dişleri ne kadar keskin
Oysa senin tırnaklarının ucunda tarihin tüm hünerleri pişkin
Gel hadi daha fazla bekletme hem kendini hem de bekleyeni
Bir gül gibi aç,sarsın doğadan gelen tüm güzellikler çevreni
Siz şimdi gidiyorsunuz sessizce habersizce
Çocukluğumdan kalma biberleri dilime sürerek
Hayallerimdeki dilberleri alıp kaçarak düşlerinizle
Müşterek bahis harici bırakıyorsunuz yalnız beni
Benden birşey bekliyorsun, edilecek ifade;
Aşkımı desem nafile, sevgimi desem nafile!
Dakika dakika üstüne hele geçedursun,
Aylarım geçse nafile, yıllarım geçse nafile...
hayat boş
sen hoş
ışıklar loş
gönlüm sarhoş
sen ister coş
ister de hoş hoş
Ahmet gerçekten mi? Sen artık yok musun? Paydos mu dedin bu dünyaya... Bak bunları ağlayarak yazıyorum umarım bu bir şakadır...